Fenerbahçe Ülker maça hücum anlamında hızlı başladıysa da maç boyunca savunma temosu hiç bir zaman rayına oturmadı. EA7 Milano'nun kritik anlarda attığı basket fauller ve 3 sayılık atışlar zaten savunma anlamında maça tutuk başlayan Fenerbahçe'nin oyunun kontrolünü rakibe kaptırmasına neden oldu.
4. Periyodun başına kadar da tempoyu Milano takımı ayarladı. Bunda elde olmayan bir sıkıntı da maç içinde ve öncesinde yaşadığımız sakatlıklar oldu. Oyuna girer girmez Mirsad Türkcan Gentile'nin yumruk darbesine maruz kalınca bir daha oyuna giremedi. Son Euroleague maçında sağ kaşı açılan Mirsad bu sefer de sol gözüne darbe aldı. Bela sanki Mirsad'ı buluyor sürekli. Engin Atsür'ün de ilk yarıda kasığında bir çekme oldu o da tekrar ikinci yarı oyuna dahil oldu. Ömer Onan'ın da sakatlığı nedeniyle oynamadığını, sakatlıktan dönen Marko Tomas'ın da çok kısıtlı süre bulduğunu düşündüğümüzde Engin - Ukic - Emir - Bojan 4lüsü ile maçı tamamlamak zorunda kaldık. Bu takımda savunma yapmayı bilen tek kısa oyuncu Marko Tomas. Ancak onun da bu sene sakatlıkları başına bela oldu bir türlü form tutamadı.
Maç başında skor anlamında Roko Ukic takımı bir süre sırtladı ilk devreyi de 10 sayı 4 rebaund 1 asistle bitirdi ancak 3. periyottan itibaren üstüste top kayıpları yaptı. 22 dakikada 4 top kaybı olmuştu Ukic'in geçen sezonun Euroleague'in en az top kaybı yapan oyun kurucularından birisi olduğunu düşündüğümüzde bu seneki performansının takımı ne kadar olumsuz etklilediğini de görmezden gelemeyiz. Rezalet savunmamız Hairston'ın şov yapmasını beraberinde getirdi kendisini zorlamadan Amerikalı oyuncu 27 sayı ile takımı yakan oyuncu oldu.
Sonuç geçen sene de bu sene de son maçı kaybederek Euroleague TOP8 kapısından dönen bir Fenerbahçe var karşımızda. Burada aslan payı organizasyon eksikliğinde. Bunun içinde şube yönetimi de var koç da var oyun kurucular da var herkes var tüm takım var.
Basketbolda kurallar kazanma şartları basit. Örneğin ikili oyun savunmasını ele alalım. Oyun kurucunun perdeden rakip oyuncu ile birlikte geçmesi ya da hızını ve zamannını ayarlayarak ona çok yakın çıkması gerekiyor. Takımda bunu yapabilen 3 oyuncu Hakan Demirel - Ömer Onan - Marko Tomas 3lüsü. Ancak bu 3lü de hücumda set temposunu ayarlayamayan düşük fundemental ve oyun görüşüne sahip oyuncular. Sezon boyunca bu ikili savunmada Bojan da Emir de Ukic de hep aynı sorunları yaşadı.
Sonuç iki sezondur son maçta kaçan Euroleague çeyrek finali...
Interbasket başta olmak üzere yabancı forumlarda yazılanları görüyorum. Genellikle milliyetçi yorumlar yazılır bu tarz Avrupa geneli basketbol sitelerinde ancak gerçeklikler de var. Bir konu vardı aklıma geldi 4-5 sene öncesinin konusuydu Avrupa'nın elit takımları konuşuluyordu tabi Barcelona, Maccabi, PAO, OLY, Partizan, CSKA, Siena bu takımların arasında sayılırken Real Madrid'in bile bu grupta yer almayacağı yönünde ciddi bir eleştiri vardı. Nitekim Türk taraftarlar Efes Pilsen ismini söyleyince ciddi bir tepki geldi. Efes'in başarıları sadece belirli ölçüde var. Bir Koraç Kupası, Bir Euroleague F4'ü var tarihlerinde. Ki bu takım Türkiye'de basketbolu Edirne ötesine taşımış olan takım. Biz ligi domine etsek de Avrupa arenasında Euroleague arenasında bu takımlarla boy ölçüşme mazisi 4-5 seneye dayanan bir takımız. Ancak büyümek yol almak için istikrarlı olarak F8 yapmamız her sene şart. Bu sene bu iş bu noktaya getirmek ciddi anlamda sürpriz oldu. Fenerbahçe bu oyunla Euroleague ilk turunda elenseydi de şaşırmazdım.
Elden kaçan Avrupa ve Türkiye kupası varken kalakala tek alternatif olarak lige kaldık. Bu aşamadan sonra ligde başarılı olmamız mutlak hedefimiz. Ancak son 5 senede 4 şampiyonluk alan takımımızın en zayıf ve formsuz olduğu durumu bu sene ciddi yatırım yapan iki rakibimizin de şampiyonluk yolunda iştahlarını kabartmış durumda. Bu nedenle ki efes çok beklemeden Ufuk Sarıca'yı da göndererek ufukta gözüken TBL finalinden mahrum kalma konusunda olumlu yönde bir adım attılar. Galatasaray ise Oktay hocanın sistemine tam konsantre olmuş ve gündengüne iyice alışmış oyuncular sayesinde form grafiğini üst düzeye çıkarmış durumda.
Bizde ise hem final serisi hem de önümüzdeki sezon için ciddi bir yapılanma yapılması gerekiyor. Takım sporlarında kadro istikrarı güzel bir durum ancak bu istikrar sağlanırken de bile bile bazı yanlışları yapmamak gerekiyor. En basiti bizim takım için James Gist. İstediği zaman Euroleague'in en kral 4 numarası benim dercesine hücum ve savunma performansı gösterdikten sonra öyle akıl almaz işler yapıyor ki basketbolu daha yeni öğrenen bir oyuncunun hatalarına eş değer seviyede... Bu oyuncu 20-21 yaşında olsa fundemental olarak bir yere kadar eğitilebilir ancak bu saatten sonra ne uzar ne kısalır. Seneye olmayacağı aşikar bir oyuncu. Yapılanma diyorsak öncelikle bu adamdan kurtularak başlayabiliriz.
En önemli konu ise koç konusunda. Geçen ay Spahija yönetimden sözleşmesinin uzatılmasını talep etmişti. Şu ana kadar olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı ortada. Ancak bu konuda bir an önce karar verilmeli. Spahija'dan daha iyisi ya da bizi daha iyi bilen bir koç gelmeyecekse (Erman Kunter gibi) Spahija ile ciddi bir plan yapıp yola devam edilmeli. Ancak bu durumda Spahija'nın kısır hücum setlerini tamamlayacak ikili oyunu seven bir guardın takıma katılması da zaruri olacaktır.
Şu andaki rotasyonumuza bakınca
Ukic / Engin / Hakan
Ömer / Tomas
Bojan / Emir
Gist / Mirsad
Vidmar / Oğuz / Kaya şeklinde. 1 ve 2 numara rotasyonumuzun ilk 4 oyuncusu bu sene sakatlıklar nedeniyle bir çok maç kaçırdılar ve form tutamadılar. Bu da bizde bir sıkıntı yarattı. Ancak formda olsalar bile organizasyon açısından yetersizlik ve savunma anlamında özellikle 1 numara bölgesinde bir zaafiyet ortaya çıktı. Bu bölgeye transfer şart gözüküyor. Eğer bulunabilirse Ukic'ten daha iyi bir PG ile bu açık tamamen kapatılmalı. Benim önerim muhtemelen sezon sonunda OLY'den ayrılacak olan Spanoulis ve CSKA'da kısıtlı süre alan Jamont Gordon'un takıma Ukic ve Tomas yerine kazandırılması. Yerli konusunda takviye olarak Pınar Karşıyaka'dan 2/3 numara oynayan Birkan Batuk geleceğe yatırım olarak düşünülebilir. Spanoulis bu sezon 2.3 milyon Euro kazanırken Gordon 1.5 milyon Euro kazanıyor.
4 numara pozisyonunda ise bize 25-30 dakika ortalama ile oynayacak dış şutu olan savunmada aklı ile oynayan ve hücum setlerini tamamen üzerinden yürütebileceğimiz bir oyuncu gerekiyor gist yerine. Bu bölgeye transfer yapmak yüksek maliyetler nedeniyle gerçekten sıkıntılı. Freeland, Teletovic, Macvan, Batiste gibi oyuncuları takımlarından koparmak sadece parayla alakalı değil. Zaten bu durumda Lorbek, Khryapa gibi elit oyuncuları zaten saymıyorum. Gönlüm Ersan İlyasova'yı istese de NBA'de gitgide performansını artırıyor ciddi bir teklifle NBA'de kalacağını tahmin ediyorum. Zaten gelirse 3.5 milyon euro civarı bir teklif ancak yeterli olur onu buraya bağlamak için. Bize gelinceye kadar da özellikle efesin bu konuda hamle yapacağını tahmin ediyorum.
Bence bu pozisyona alınabilecek en mantıklı isim Real Madrid'de sakatlıktan dönen ve form tutan Sırp Velickovic. 2.05 boyunda yaşı genç, basketbolu aklıyla oynayan bir oyuncu yukarıdaki isimlerden potansiyel olarak çok farklı olduğunu sanmıyorum ayrıca Real Madrid'de o bölgede süper oynayan genç yıldız Mirotic ve kaptan Felipe Reyes varken de çok süre alması zor gözüküyor. Seneye Real de farklı tarzda bir oyuncu için Marcus Slaughter ile anlaşmış durumda. Bu durumda rotasyonda 4. uzun forvet olmak istemeyeceğini düşünerek en mantıklı hamlenin Velickovic olacağı inancındayım.
Pivot rotasyonunda ise Vidmar'a tamamen güvenmek zor. 4/5 oynayabilen yabancı bir oyuncu Mirsad'ın da ilerleyen yaşı düşünüşdüğünde faydalı olacaktır. 6. yabancı olarak kenarda Vidmar ile dönüşümlü de durabilirler ligde. Bu oyuncu da Litvanyalı 2.13'lük Matiejunas olabilir.
Bu açıdan bakıldığında
Spanoulis / Engin / Hakan
Gordon / Ömer Onan
Emir Preldzic / Bojan / Birkan
Velickovic / Mirsad / Matiejunas
Vidmar / Oğuz / Kaya
Bu benim önerim en azından 2012/13 yapılanmasına bugünden başlamak daha mantıklı olur.
Ziyech, yine kafa karıştırdığı bir dönem yaşatıyor
20 saat önce