Pages

Subscribe:

30 Aralık 2011

Fenerbahçe Ülker 80 - Galatasaray MP 79 Engin'in hırsı maçı getirdi

Maça Fenerbahçe Roko Ukic'in şanssız sakatlık sonucu bir gün önde sağ el orta parmağını idmanın bitimine yakın Oğuz Savaş'la çarpışarak kırması nedeniyle Curtis Jerrells'ın oyun kuruculuğunda Ömer Onan, Bojan Bogdanovic, James Gist ve Kaya Peker 5'i ile başladı.

Buna karşılık Galatasaray'da iki genç isim Göksenin ve Furkan ilk 5'te yer bulurken Lucas, Shipp ve Songaila da oyuna başlayan diğer oyuncular oldu.

Maça Galatasaray daha çok istediklerini yaparak başladı Göksenin, Lucas ve Shipp topa baskı yaparken Oktay Hoca'nın kafasında şüphesiz Fenerbahçe'nin oyun planını bozmak ve Ukic'le Emir'in olmadığı bir günde Fenerbahçe'yi zayıf rotasyonu olan PG rotasyonundan çökertmek vardı. Açıkçası mantıklı bir hamle düşündü koç ve bence başarılı da oldu. Ancak ilk periyotta yapılan 5 basit top kaybı ve bunların 4'ünün direk ya da pozisyon devamı kolay sayıyla sonuçlanması nedeniyle iki takımın skoru yakın seyretti ilk periyotta. Jerrells'ın kolay demoralize olabildiğini, oyuna geç ısındığını da ufak bir not olarak araya sıkıştıralım. Çok iyi harika oynadı dediğimiz maçlarda bile Jerrells maça ilk girdiğinde 2-3 pozisyonda saçmalayıveriyor. Bu periyotta Fenerbahçe içeriden üstünlük kurdu reboundları iyi çekti Kaya da bu vesileyle skorer oynadı ancak 3 sayılık atışlar girmedikçe Galatasaray ikili oyunlardan sürekli ekmek çıkarttı ve öne geçti.

İkinci periyotta da benzer bir manzara vardı tek fark Fenerbahçe'nin periyot içinde çok daha fazla iniş çıkış göstermesi oldu. Bojan tüm maç boyunca hiç bir varlık gösteremedi. Vidmar oyuna hiç dahil olmadı. Sakatlıktan dönen ve nihayet bençteki yerini alan Mirsad oyuna hazır olmadığından bahisle girmedi. Ukic'in sakat Emir'inse cezalı olması Fenerbahçe rotasyonunu oldukça dar tuttu. Takımda saf 3 numaralar olan Tomas ve Bogdanovic de hem savunma hem de hücumda hatalar yapınca oyunun kontrolü Galatasaray'a geçti ve 3. periyodun başı ve maçın son 5 dakikası hariç olmak üzere geri kalan süreçlerde bariz bir Galatasaray üstünlüğü vardı.

Hakemlere gelecek olursak bir kaç pozisyonda ciddi hatalar yaptılar. Örneğin hem James Gist'in top çalarak ilk periyotta yaptığı smaç hem de son periyotta skoru 80-76'ya getiren Curtis Jerrells'ın smaçları bariz hatalı yürümelerdi. Hadi pozisyonda çok oyuncu olur anlarım ama bomboş turnikeye giden adamın hatasını görmemek de enteresan. Benzer bir hata da Fenerbahçe aleyhine yaşandı. Önce Songaila hemen akabinde ise pası alan Lucas hatalı yürüme yaptılar top Lakovic'e geldi ve 3 sayılık atış 3. periyodun sonunda farkı 9 sayıya çıkardı. Zaten bu basketten sonra da sahaya yabancı madde yağdı küfürler arttı ve 10 dakika ara verildi mücadeleye.

Son periyot maçın kritik periyotu oldu. Burada enteresan bir durum var. Spahija rotasyonu çok ama çok güzel ayarladı. Bojan 2. yarıda şans bulamadı mesela ancak yorulan oyuncuları az da olsa kenara alarak dinlendirdi. İşin ilginci uzun pozisyonunda Vidmar ve Mirsad'ı kenarda tutarak sadece Kaya Oğuz ve James Gist ile bu pozisyonda mücadele etti Fenerbahçe ve maç genelinde Galatasaray uzunlarına karşı üstünlük sağladı. Buna karşılık OKtay hocanın da Shumpert, Songaila, Furkan ve Andric 4 lüsüyle mücadele ettiğini belirtelim. Cevher ve Sertaç şans bulamayan oyuncular oldu orada da. Maçın Galatasaray adına en önemli oyuncusu Lucas oldu. Ancak rotasyonda Mahmuti'nin süreleri doğru ayaralayamaması Lucas'ın maç sonunda diri kalmasını engelledi. Zaten dinlenik bir Lucas son topu daha yüzdeli atmayı başarabilirdi.

Maçın son 5 dakikasında Galatasaray maçı aldık havasına girdi. Burada sıkıntıları Tutku'nun top elinde süreyi eritmesi ve 24 saniye süresini etkili kullanma maksadıyla seti yavaşlatması oldu. Tutku ikili oyunları potaya çok uzak oynadı ve Fenerbahçe adam değişerek, Lakovic'e de istediği topları aldırmayarak etkili savunma yaptı. Fenerbahçe de 64-70'ken uzun süre skor bulamadı o noktada devreye giren Marko Tomas üstüste 2 üçlükle takıma hayat verdi. Ancak aslan payı yüreğini ortaya koyan Engin Atsür'e verilmeli. Zira 4 faullü olmasına rağmen hem savunmada hem hücumda gösterdiği performans harikaydı.

Maç sonu demeçlerinde Spahija'ya katılıyorum. Galatasaray daha iyi oynadı bugün acnak Fenerbahçe'nin hırsı maça yapışmasına sebep oluyor. Ömer Onan ve Mirsad'ı zaten bu konuda x-faktör olarak biliyorduk ancak bugün diğer Türk oyuncular Engin başta Oğuz ve Kaya da takımı çok ateşlediler. Kaya muhteşem mücadele sergiledi. Maçı da kazandıran bu Türk oyuncular oldu. Asistlerde halen daha sıkıntı var 9 asiste karşı rakibin 20 asisti var ancak alan paylaşımı Fenerbahçe'de asistlerin önüne geçmiş durumda doğru perdelemeler ve doğru yerde atılan turnikeler de asist değerinde hücuma etki ediyor.

23 Aralık 2011

NBA Soru Cevap -4- Collective Bargaining Agreement nedir ?

Collective Bargaining Agreement Türkçe'de Toplu İş Sözleşmesi olarak karşılığını bulur.İngilizce CBA Türkçe olarak da TİS şeklinde kısaltılabilmektedir. Ligin oyuncularla yaptığı kuralları belirlemeye yarayan anlaşmaya denir.

Basit bir değerlendirmeyle Collective Bargaining Agreement ile takas koşulları, salary cap miktarı oyuncu maaşları, NBA draftı gibi 100 lerce bilgi yer alır bu sözleşmede.

Euroleague 10. Hafta TOP 10

Mehmet Okur New Jersey Nets'de

Bu sabaha karşı gerçekleştirilen takasta Nets milli basketbolcumuz Mehmet Okur'u 2. tur draft karşılığı kadrosuna kattı. Bu takasın özeti Jazz pota altının şişmesi ve Memo'nun kontratından kurtulmak istemeleri Nets'in de Brook Lopez'in ayağındaki stres kırığı sonrası ameliyat olacak olmasından dolayı o bölgeye takviye araması oldu.

Nets Dwight Howard için nabız yoklarken Orlando'ya ilk olarak Lopez'i öneriyordu. Belki Memo hamlesi bu takasta değerlendirmek için yapılmıştır bunu zaman gösterecek. Eğer takas olmazsa D-Will ve Memo yine buluşmuş oldu. Ayrıca Netsin Kirilenko'ya da teklif götüreceği söyleniyor. Oldu olacak Jerry Slaon başa geöip Boozer'ı da alsınlar tam olsun...

Mehmet'in kariyer gecesinden bir hatırlatma


22 Aralık 2011

Bennet Cantu : 76 Fenerbahçe Ülker : 83 Grup Liderliği Geldi !!!

Bennet Cantu karşısına kaptan Ömer Onan'dan yoksun çıktı Fenerbahçe. Koç Neven Spahija Ukic - Bogdanovic - Preldzic - Gist - Vidmar 5iyle başladı maça. Maçın ilk dakikalarında 5-0'lık Cantu serisi gelse de Fenerbahçe 10-0'lık seri ile önde fırlamayı başardı. Daha sonra da fark kapanmadan +-3 sayılık farklarla 31-31 beraberlikle devreye girildi.

Cantu ilk yarıda iç dış dengesini oldukça iyi sağladı. Yaşlı kurt Marconato'dan gelen 10 sayı onları bu anlamda olumlu etkiledi. Micov'un ise 2si hücum 5 rebound çekmesi ilk yarıda fark yaratan istatistiklerden bir tanesi. Fenerbahçe'de ise Jerrells çok verimli oynamasa da istekli başladı maça ve tutuk görüntüsünden uzaktı. Özellikle baskılı guard savunmasını beğendim. Kaya Peker 4 numarada oynadığı zaman Micov girene kadar fark yarattı ancak Micov'un hareketli oyunu Kaya'ya 3. faulünü aldırdı ve oyundan düşürdü. Kaya bu faulleri yaptığında 5 numarada oynuyordu. Oğuz'dan zaman zaman katkı alan Spahija'nın 5 numara katkısından vazgeçmesi bana göre ciddi bir hata. Oğuz'dan sonra mutlak suretle Vidmar ile devam etmeliydi koç. Emir'in 7 sayı 3 asisti öne çıkıyor. Bence bu maçta savunma ve hücum anlamında ideal 5'te kısalar Jerrells - Tomas - Emir şeklinde oluşmalı. Bu 3lü hem topa yön vermesi hem baskı hem de delicilik ve şut olarak birbirini tamamlayan dış saha oyuncularından oluşuyor. Ukic'ten verim almamız çok zor bugün. Oğuz ve Vidmar etkili kullanılırsa korkulu rüya görmeyiz.

3. periyota çok hızlı başladı Bennet Cantu üstüste 3lüklerle tam istedikleri ritimde hücum ettiler. Ancak bu periyotta Roko Ukic neredeyse tek başına direndi. Fenerbahçe forması altında izlediğim en dominant çeyreği oynadı belki de. İlk yarı boyunca son saniye turnikesi dışında bir katkısı olmayan Ukic nihayet taşın altına elini soktu ve maçta kalmamızı sağladı.

3. periyot 22-22 eşitlikle 53-53 sona ererken son periyotta Fenerbahçe fırtınası esti. Tam 30 sayı bulduk son periyotta ki Cantu kendi evinde maç başına 60 sayı civarı yiyor sadece. Bunda en büyük pay Oğuz Savaş'ın oldu. Oğuz savunmada kırılma anında Shermadini'ye yaptığı etkili savunma dışında savunmada yokları oynadı. Son periyotta yakaladığımız 8-0'lık seri sonrası üstüste iki hatayla 6 sayı yememize sebep oldu. Ancak sövdüğüm her savunma sonrası Oğuz hücumdaki performansıyla aslanım koçum dememize sebep oldu. Maçı 21 sayı 6 reboundla tamamlayan Oğuz'a maç boyunca 7 faul yapıldığını da vurgulayalım.

Son periyotta fark yaratan etmenlerden birisi de Engin Atsür ve Bojan Bogdanovic'in etkili performansı oldu. Engin periyot başında üstüste 5 sayı atarken Bojan da maçın kırılma anlarında çizgide hata yapmadı üsüste kaydettiği 2 üç sayılık basketle de maçı getiren oyuncu oldu.

Ukic ve Bogdanovic ilk yarıda yokları oynarken 2. yarıda bu denli sorumluluk alıp takımı sırtlamaları ise benim pek beklemediğim bir hamle oldu. Umarım bu performansları istikrarlı hale gelir zira iki oyuncuda en büyük problem bu sene çeşitli nedenlerden dolayı istikrar.

James Gist'e ayrı bir pragraf açmak lazım. Maç boyunca toplam 3 atış kullandı 1/2 2 sayılık 0/1 3 sayılık isabetiyle oynadı. 2si hücum toplam 6 rebound çekti ancak asıl can alıcı istatistikleri 2 top çaldı 2 blok yaptı ve 3 asist yaptı. Savunmada bir kaç adam değişme hatası dışında (ki bunlar her takımda olur) aşırı yüksek konsantrasyonla oynadı atışları bozdu adamları box out etti her türlü savunmada pis iş olarak adlandırılan işi yaptı. Kısacası transfer edilme amacına uygun bir maç çıkardı. Bir de orta mesafeden biraz daha istikrarlı oynasa skor katkısı yapsa tadından yenmeyecek.

Emir Preldzic 9 sayı 6 rebound 5 asistle, Roko Ukic 17 sayı 3 rebound 2 asistle, Bojan Bogdanovic de 19 sayı 5 rebound 2 blokla yıldızlaştılar. 4 numaradan skor katkısı top 16 için şart. Hücum temposu daha yüksek olmak zorunda ve ikili oyun savunmamızın daha etkili olması lazım. Şimdilik gözüken sıkıntılar bunlar olsa da takımın çok mücadele ettiği takdire şayan bir durum.

İsmail Şenol ve İhsan Bayülgen maçlarda güzel bir ikili oldular. Daha önce çok beğenmediğim Bayülgen son maçlarda hem çok yerinde tespitler yapıyor hem de yerinde duygularla maçı heyecanlı bir hale getiriyor. Sanırım yanında Murat Kosova ya da Murat Murathanoğlu gibi tecrübeli isimlerin yanında pek rahat edemedi İsmail Şenol'la iyi anlaştılar bu açıdan.

Not: 9 sayı öndeyken son 24 saniye kala koç Spahija oyuncularda kazandık havasını görerek haklı ve yerinde bir mola aldı. Biraz dikkat çekti bu molada. Ancak cantu taraftarı ve takımı bunu bir saygısızlık olarak gördü koç oyuncuları yanına çağırmadı ve sahada bekletti taraftar da tepki gösterdi. Ancak burada kızılacak bir durum yok koçun hamlesi oldukça yerindeydi.

Bilbao'nun kazanması ile de grup liderliği geldi Top 16 da yolumuz açık olur inşallah

Derrick Rose 5 yıl daha Chicago'da


NBA'de yeni Toplu iş sözleşmesi Big 3 gibi yeni oluşumların önlenmesi için çeşitli yenilikler getiriyor. Fırsat buldukça haber detaylarında bu yeniliklerden bahsediyorum. En çok göze çarpan konu ise özellikle süper yıldızların takım değiştirmeleri sign & trade yoluyla takas olmaları durumunda normalde kendi takımlarından kazanacakları paradan yılda 2-3 milyon dolar daha az para kazanmlarını sağlayan değişiklik olarak göze çarpıyor. BUnun detaylı açıklamasını CP3'ün neden New York'a gidemeyeceği konusunda bir kaç hafta önce yazdığım yazıda anlatmıştım nitekim daha Lakers devreye girmemişken herkes CP3'ün New York Knicks'e takas olacağını konuşurken bunun matematiksel olarak imkansıza yakın bir sonuç olduğunun altını çizmiştim.

Velasıl kelam konuya geri dönecek olursak geçtiğimiz sezonun MVP'si Derrick Rose 5 yıl daha Chicago'da kalacağını duyurdu sözleşme tutarı 5 yıl için 94.8 Milyon $. Rose yeni TİS nedeniyle normalde kazanacağından daha fazla kazanacak. Eski sözleşmeye göre 5 yılda 83 civarı bir sözleşmeye imza atabilecekken yeni kural değişiklikleri ile 95 milyona yakın bir rakama anlaşma imzaladı. Haberin üstünde durma gerekçem bundan sonra süper yıldız takaslarının mevcut takımlara tanınan maddi avantajlar nedeniyle çok nadir görülecek olmasıdır.

Beşiktaş Milangaz Carlos Arroyo ile anlaştı


Engin Ataman da twitter hesabından bu transfer ile ilgilendiklerini duyurmuştu. Beşiktaş yıllar önce gelen ve beklentilerin çok üstünde bir katkı yapan Larry Ayuso'dan sonra Porto Riko'lu bir yıldız basketbolcu olan NBA patentli Carlos Arroyo ile anlaşma sağladı.

Bu transferin neticelenmesini bekliyordum zira Arroyo NBA'den sözleşme bekliyordu ancak kendisine ciddi bir talip çıkmadı. Beşiktaş da bu transfer için ilk bastıran Avrupa kulübü o nedenle Arroyo'nun tercihi mantıklı oldu. Tek sorun zayıflayan savunması ve son 2 sezondur sıklıkla yaşadığı sakatlık problemleri. Yoksa şutörlüğüne kimsenin laf edeceği bir oyuncu değil.

Arroyo daha önce Avrupada Maccabi Tel Aviv ve Tau Ceramica formaları altında başarılı sezonlar geçirmişti.

21.12.2011 NBA Top 10

18 Aralık 2011

Arenas şampiyonluğa oynayan bir takımda oynayacak


Agent 0 Gilbert Arenas bir dönem NBA'i kasıp kavuran bir skor makinesıyken üsütüste ciddi sakatlıkları ve sorumsuz davranışları onun o Süper yıldız kariyerini bir anda istenmeyen adam kariyerine dönüştürdü.

Arenas şimdi kendisine bir takım arıyor ve gündemde Lakers, Heat ya da Knicks'den bir tanesi var. Geçtiğimiz sezonu %40'ın altında şut yüzdesi ve %30'un altında üç sayılık yüzdesiyle tamamlayen Arenas'ı hangi takımın isteyebileceği daha da merak konusu.

Baron Davis Knicks ile anlaştı


Geçtiğimiz sezonu genç ve gelecek vaadeden LA takımı Clippers ile geçiren ve orada veteran oyuncu eksikliğinden biraz parlayan eski günlerindeki (Çok eski) gibi bir kaç umut ışığı performans sergileyen ve en önemlisi Blake Griffin'e yaptığı alley oop asistleri sayesinde öne çıkan bir oyuncu olmuştu Baron Davis.

Kendisi artık 32 yaşında ve NBA kariyeri yeteneğine göre oldukça sönük geçti diyebiliriz. Onun her zaman sinema yapımcılığı merakı basketbolun önüne geçti ve bu yüzden bir çok antremanı kaçırdığı yeterince basketbola ilgi duymadığı konuşuldu durdu. Cidden bir dönem Jason Kidd'lerle Steve Nash'lerle aynı kefeye konulan bir adamdı kendisi.

Sonuç olarak New York'un sisteminde kendisine bir yer bulacak ve nispeten faydalı olacaktır. Senelik veteran kontratı olarak da 2.5milyon $ alacağı düşünüldüğünde transferi mantıklı kılan da işin bu kısmı oluyor. Knicks Billups'ı serbest bırakarak 10 milyonun üzerinde kar elde etti ve sistemine daha uygun başka bir veteran oyun kurucu buldu. Mantıklı bir hamle

14 Aralık 2011

Orlando Magic Howard'ı göndermiyor !


Son 1 haftadır NBA'in gündemini Chris Paul'ün 2 kez veto yiyen takası ve Dwight Howard'ın hangi takıma gideceği kaplarken bu süreç içerisinde şanssız diz sakatlıkları yüzünden 27 yaşında basketbol kariyerini noktalayan Brandon Roy'un haberi ya da Dallas'a transfer olan Vince the prince Carter'ın haberi epey geri planda kaldı hatta duymayanlar bile oldu.

CP3 konusunda Lakers ısrarını sürdürürken CP3 de NBA yönetimine karşı dava açma tehtidinde bulunarak bu takas konusndaki ısrarcı olduklarını bir kez daha gösterdi. Lakers şimdi bu takasta rol oynayacak, Pau Gasol'u kadrosuna katacak 3. takım arayışına girdi. Bu takımın önceki takasta yer alan Houston olmayacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Diğer çok konuşulan konu ise Dwight Howard'ın geleceği hakkında. Howard çok değil 200 gün sonra serbest oyuncu olacak ve Orlando Magic'in onu kadrosunda tutması neredeyse imkansız olacak. Bu nedenle takas senaryoları almış başını giderken bu takasta öne çıkan takımlar LA Lakers, Dallas Maverics, Chicago Bulls ve New Jersey Nets oldu. Chicago tarafı dün teklifte bulunmayacaklarını açıklarken daha önceden teklif götürüp bu teklifi kabul görmeyen LA Clippers da görüşmelerden çekildiğini duyurdu (zaten fazla da şansları yoktu). New Jersey ve LA Lakers arasında geçmesi beklenen yarışta süpriz gelişme Orlando cephesinden geldi ve bugün Allstar pivotlarının takımda kalacağını açıkladılar.

Açıklamanın daha da ilginç yanı sezon sonuna kadar da Howardla devam edeceklerini açıklamaları oldu. Yani sezon sonunda bir hiç karşılığında da takımın en önemli oyuncusunu kaybedebilecekler. Bu riske sahipler.

Tabi ileriki günler asıl amaçlarını ortaya koyacak Denver'ın geçen sene Carmelo takasındaki bekle ve teklif yükselsin taktiğini kullanıyor olmaları bana daha olası geliyor.

8 Aralık 2011

Lakers Forever ! LA Lakers yeni sezon tanıtım filmi

SLUC Nancy 53 - Fenerbahçe Ülker 73.. Takımın formu yükseliyor

Fenerbahçe zor bir deplasmanı umduğundan kolay kazandı. Özellikle atletik yapılı oyuncuları bol olan Fransız takımlarına karşı rebound konusunda geçtiğimiz yıllarda çok sıkıntı çeken Fenerbahçe bu sefer o hataya düşmedi ve maç boyunca çeşitli konularda konsantrasyon kaybı yaşasa da reboundlara yüksek konsantrasyonla yaklaştı ve baştan sona önde götürdüğü maçı 3. periyodun son 2 dakikasında yaptığı atakla farkı da açarak kazanmasını bildi.

Takımın formu gün geçtikçe yukarı doğru artıyor ve artık oyuncuların çeşitli rolleri de oturmaya başladı. Mesela maçlara Bojan Bogdanovic üzerinden setlerle başlıyoruz genelde geçtiğimiz sezonda mesela kaptanı çok kullanırdık maçın başında şimdi ise onu daha ekonomik kullanıyoruz. Keza Vidmar'a da top iniyor Ukic sırtı dönük top alıyor. İlk 5 dakikada Bojan üzerine kurulu en az 4 set oynuyoruz oyuncu da bunun bilincinde rahatlığında oynuyor. Pota altının maden olduğunu artık anladık iç dış dengesine sahip bir takım olduğumuzdan toplar daha çok içeri giriyor bu artı yanlar var.

Nancy ise Fenerbahçe seviyesinde bir takım değil kesinlikle. Özellikle Nicolas Batum gittikten sonra epey güç kaybettiler. Ben nasıl geçen sene Fransa ligini kazandıklarını halen daha anlamış değilim. Güçlü yanlarını bu maçta da hiç gösteremediler maça tutundukları 20-25 dakikalık sürede hep ekstra katkılarla iş yaptılar. Savunmada biraz istekliler o kadar.

İstanbul'daki maçta 15 asist yapan Linehan'ı bu maçta durdurunca pek de hücum varyasyonları kalmadı ikili oyunlarda savunma gayet iyi iş yaptı. Linehan da 4 asist 2 top kaybıyla kötü bir grafik çizdi.

Fenerbahçe de ise forvetler oldukça etkiliydiler. James Gist gerek savunmada (yine 1-2 konsantrasyon kaybı hariç) gayet başarılıydı. Spekteküler blokları ve takip smaçları ise seç beğen TOP10'a koy kıvamındaydı. Özellikle Nancy hızlı hücumunda geriden gelerek Moerman'ı bloklaması harikaydı. Aynı derecede kaçan bir turnike sonrası harika bir takip smacı da seyir zevki güzel bir hareketti. Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim aynı zamanda Akıngbala'nın Gist'e yaptığı blok da maçın güzel hareketleri arasında yer aldı.

Bu maçta en önemli özellik Spahija'nın 4 kısaya dönmemesi oldu. Hatta bu maçta da epey bir süre 2 oyun kurucuyu yanyana oynattı ancak 4 kısaya dönmemesi benim açımdam olumlu bir hamle oldu. Gist zaten maçın yıldızıydı ayrıca Kaya da epey iyi performans sergiledi. Oyun kurucular yanyana oynayınca Jerrells da ikinci yarı kendine geldi ve harika oynadı. Eksik kalan katkı için Ukic ve pivotları söyleyebiliriz. Hoş Vidmar gene yüksek yüzdeyle 6 sayı attı ancak Oğuz etkisizdi.

James Gist 16 sayıyla takımın en skorer oyuncusu olurken Bojan ve Curtis de 14er sayı buldular. Kaya'nın 6 sayı 7 reboundu ile Gist'in 2 asisti Emir'in 4 sayı 4 rebound 5 asisti de göze çarpan diğer rakamlar. Ancak en can alıcı nokta Curtis Jerrells ve Roko Ukic'in toplamda 11 rebound almış olmaları. Bu nokta belki de maçı getiren ana unsur oldu. Maça biraz daha tutunabilseydi Nancy direnci artacak ve son periyotta Fenerbahçe'nin işi zorlaşacaktı.

Cantu'nun kazanması Bilbao'nun safdışı kalması açısından belki de olumlu oldu. İstanbul'a çok stresli bir maç için gelecekler ve kazanmaslarını zor görüyorum. 33:23 ile kaptana biraz fazla yüklenmiş Spahija bu maçlarda artık Engin'in sahada olması lazım tecrübeli bir oyuncu sırıtacağını zannetmiyorum.

Yarın Olympiacos'un kazanması bence grup liderliğini Fenerbahçe'ye getirir. Fenerbahçe ve Cantu 5-4 durumdayken Son maç öncesi Caja 4-3 Oly ise 3-4 le takipte.

4 Aralık 2011

Fenerbahçe Ülker 77 - Erdemir 60 Oğuz Savaş'ın kariyer gecesi !

Fenerbahçe Ülker maça çok hızlı başladı. Açıkçası ben bu kadarını beklemiyordum. Son 2 haftada önce Derron Williams'lı Beşiktaş Milangaz'ı ardından da kendi evinde Türk Telekom'u farklı geçen Erdemir Olympiacos maçı sonrası Fenerbahçe için ciddi bir rakip olarak göze çarpıyordu.

Ancak bu sezon ilk defa maç başından sonuna kadar doğru bir basketbol vardı sahada. İlk periyotta Fenerbahçe boyalı alandan 7 basket buldu. Top sürekli paylaşıldı ve pota altına iyi paslar verildi. Bu ikinci periyotta da devam etti. Bir ara sadece Curtis Jerrells üstüste 3 hücumda kötü tercih ya da boş şut kaçırıp bir de top kaybı yapınca momentum Erdemir lehine geçti o da kısa sürdü Jerrells savunmayı delip attığı turnike ile 5-0'lık Erdemir serisine dur dedi daha sonra da kenara geldi. Ukic ise geçen seneki Ukic standartlarında oldukça verimli basketbol oynuyor. Takım paslaşıyor set tempoları inanılmaz yükselmiş durumda. Uzunlar boyalı alanda paslaşıyor bu da zaten kısa olan Erdemir'in guardını her geçen dakika biraz daha düşürdü.

Savunma kısmına gelecek olursak öncelikle Oğuz Savaş'tan başlamak lazım. Gerçekten bu sezon kariyerinde beklenen atılımı yapacak galiba Oğuz. Bunun asıl nedeni savunmadaki konsantrasyonu. Önce Caner Ercan'a çok güzel bir blok yaptı. Daha sonra da bir kaç pozisyon üstüste Wesson'ı oldukça iyi savundu sayı şansı vermedi. Yardım savunmasında bile hızlı ve düzgün yer aldı. Reboundları da oldukça istekli çekti. Bir tek hatası Robinson'ın 2. şans sayısına izin vermesi oldu orada ufak bir konsantrasyon kaybı yaşadı ancak onun dışında hatasızdı. Uzunlar formda olunca savunma daha kolay yapılıyor.

Dış adamlarsa pek fazla kasmadılar Erdemir ilk yarıda 1 top kaybıyla oynarken Fenerbahçe de sadece 3 top kaybetti ilk yarıda. İlk yarıdaki 9 asist de Fenerbahçe açısından oldukça olumlu. İlk yarının yıldızı ise şut kaçırmadan 17 sayı 5 rebound 1 blokla oynayan Oğuz Savaş oldu. Fenerbahçe faullerde takım halinde ilk yarıda 14/15 isabet buldu. Oğuz ayrıca Ray Wesson'ı 0/4 şut isabetiyle 0 sayıda tuttu ilk yarıda (Wesson'ın Fenerbahçe maçlarında kariyer sayı ortalaması 20 falandır herhalde)

3. periyoda Erdemir mentalite değişikliğiyle ve Robinson üzerinden oyanan setlerle başladı. Robinson'un üstüste 2 3lüğü farkı biraz da olsa eritti. Erdemir özellikle savunmada sertleşerek oynadı içeri çok gömüldü ve Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki %77 olan 2 sayılık atış yüzdesini onları potadan uzaklaştırmaya çalışarak düşürmeyi amaçladı. Periyod sonuna kadar iyi oynayan Erdemir karşısında koç Spahija Oğuz ve Kaya'yı aynı anda sahaya sürerek maçı getiren hamleyi yaptı.

Son çeyrekte ise Erdemir ara ara parlasa da Fenerbahçe oyun disiplininden kopmadı. Bojan biraz tutuktu maçta ona uygun güzel pozisyon hazırlanması gerekiyordu bu konuda pek başarılı olunamadı. Bojan da öyle bir oyuncu ki 2 hücumdan 1inde eline top değmedi mi mental olarak oyundan düşmeye başlıyor. Bu konuda yeteneklerini daha iyi sahaya yansıtabilmesi için onun üzerinden de setler uygulanmalı.

Fenerbahçe'nin en büyük sıkıntısı ise bu sene 3 sayılık yüzdesi. Geçtiğimiz yıllarda yağmur gibi 3lük atan takım bu sene nedense bu konuda oldukça sıkıntı çekiyor. Engin ve Bojan 0/7 boş 3lük attılar. Eli bu denli düzgün iki oyuncudan beklenmeyecek bir performans. Bu da Erdemir'in içeri gömülüp oyuna ortak olmasına yardım etti. Maç sonunda Fenerbahçe'nin 7 Erdemir'in se 8 top kaybı vardı.

Maçın yıldızı 21 sayı 9 rebound, 7/8 saha içi, 7/7 faul atışıyla oynayan ayrıca 2 asist 2 blok yapan Oğuz Savaş oldu.

1 Aralık 2011

Fenerbahçe Ülker 86 - Olympiacos 70 Oyun kurucun kadar konuş !!

Bu sene bu cümleyi hele ki playofflar başlayana kadar Fenerbahçe için olumlu anlamda kullanacağım hiç aklıma gelmezdi. Şimdiye kadar Ukic üstüste gelen sakatlıkların mental bocalamasını yaşarken, Jerrells ise olmadığı bir oyuncu pozisyonunda adeta sudan çıkmış balık gibiydi. Olympiacos cephesine baktığımızda ise rakibin en güçlü yanı olarak pick and roll hücumlarını iyi oynayan ve delici özellikli iki guardı örnek gösterilebilirdi.

Sonuç elbette herkesi memnun etti bir o kadar da şaşırttı. Ukic ve Jerrells sahada her şeyi yaptılar. Sadece skor üretmediler. Ukic 16 Jerrells 17 sayı attı ancak takımın isabet bulduğu 3 üç sayılık baskette de bu iki oyuncunun imzası vardı. Takımın yaptığı toplam 11 asistin (ki hala çok az) 7 tanesine bu 2 oyuncu imza attı. Jerrells 23 Ukic 27 dakika sahada kaldı ve hep savunma katkısı verdiler. Hele ki Jerrells'ın savunması Spanoulis'e yaptığı baskı ve yaptığı 1 blok muazzamdı.

Uzun oyuncu sıkıntısı çeken takım için ilginç bir istatistik vereceğim. Vidmar, Kaya ve Oğuz sırasıyla 11, 10 ve 15 dakika sahada kaldılar. Maçın büyük bir bölümünde Olympiacos'un 5 kısa tercihine karşılık verdik. Özellikle de son çeyrekte. Bu da bize başarıyı getirdi. Oğuz Savaş'ı artık çözüyorum yavaş yavaş. İyi yanları var 15 dakikada 9 sayı attı ki güzel rakam.. Ancak Oğuz mücadeleci, topu yere indirdiği anda çabukluğunu kullanan "atik" bir oyuncuyla karşı karşıya kalırsa çok yıpranıyor. Oyun kurucuların takımı bu açıdan daha iyi oynatması lazım.

Son periyot farkı getirdi 27-14 ile maçı kopardık. Ancak halen daha her şey rayına oturmadı. Emir'in ciddi şut katkısı vermesi lazım Vidmar'ın daha az faul yapması Gist'in de oyun içinde iniş çıkışları yaşamaması lazım. 33 dakika oynayan Spanoulis'i 7 sayıda tutmak başarı ancak son 4 dakikaya kadar maçı koparamamak da önemli bir detay. Seyirci maçı aldı 14.300 seyirciye helal olsun güzel bir atmosfer vardı. Sadece 2. periyotta futbol seyircisi olarak tahmin ettiğim bir güruh ısrarla aynı monoton tezahüratı yaptı o dönemde de fark 10 sayıda 3 sayıya indi...

Son sözüm Thabo Sefelhosa'ya. Müthiş bir oyuncu olduğunu ispatladı gerçekten. Ben bu kadarını beklemiyordum hatta gelmesini eleştirip karşı çıkmıştım. (Çok katkı verdi belki ancak karşı çıkma noktam Emir açısından olumsuzluktu bu tezimi de savunurum Thabo yüzünden Emir geri gitti) neyse sonuç itibariyle formasının hakkını sonuna kadar veren son maçında bile yerden yere atlayan kaptanını sakinleştirmeye çalışan teknik yemesin diye bir oyuncuya şapka çıkartırım. NBA'de zaten sempatim vardı Oklahoma City Thunder'a artık tam anlamıyla destekler oldum.

30 Kasım 2011

Çok konuşulan adam Chris Paul Knicks'e gidecek mi kalacak mı ?


CP3 konusu uzun zamandır lokavttan sonra NBA'in 1 numaralı gündem maddesi. Son zamanlarda çıkan CP3'ün New York Knicks'e takas olacağı söylentileri üzerine New York Times gazetesinden Howard Beck bugün yayınlanan yazısında CP3'ün transfer olma yollarını yeni toplu iş sözleşmesine göre irdelemiş.

NBA'de çok konuşulan Bosh, Wade ve Lebron'un bir araya gelerek Big3 oluşturmasının ardından NBA'in en büyük şehrinin market takımı Knicks'in de Amare ve Carmelo'nun yanına 3. bir süper yıldızı alması konuşuluyor. Bu isim de şüphesiz Chris Paul. Şimdi Paul'ün mevcut sözleşmesini ve neler yapabileceğine bakalım.

Paul'ün 2012 yazında sona erecek bir sözleşmesi var ve oyuncunun +1 sene player option'ı buluunyor. Yani Paul isterse sözleşmesini 1 sene uzatıp 2013'te serbest oyuncu olabilir. CP3 Hornets'a daha önceden player option hakkını kullanmayacağını bildirip Carmelo Anthony'nin geçen sezon Denver yönetimine yaptığı gibi onları takasa zorlayabilir. Hornets cephesi de en iyi oyuncusunu hiç karşılığı kaybetmektense en azından takas etmeyi deneyip eline yeni oyuncular geçmesini isteyebilir.

Ancak geçtiğimiz sezon Melo takasında 4 ilk 5 oyuncusu ve 3 tur draft hakkını veren Knicks'in elinde takas edecek pek bir şey bulunmuyor.

Ayrıca NBA yönetimi Lebron ve Carmelo Anthony vakalarından sonra oyuncuların takas edilmesine yeni sınırlamalar getirdi. Bu sınırlar özellikle süper yıldız oyuncuların takasını zorlaştırmak için getirilmiş kuralları kapsıyor.

Yeni Toplu İş Sözleşmesine göre takım değiştiren süper yıldızlar daha az paraya ya da daha kısa kontratlara tamah etmek zorunda bırakılıyor. Paul'ün olayına geri dönecek olursak sign and trade (imzala ve takas et) yoluyla takas edilirse eğer sadece 1 sene sözleşme imzalama hakkı kazanacak ve 2013-14 sezonu için uzattığı sözleşme bedeli 18.7 Milyon $ olarak kalacak. Carmelo Anthony benzer bir durumda 3 yıl 65 Milyon $'lık bir sözleşme imzalamıştı eski kurallar varken.

Hornets ayrıca daha geniş bir sözleşme Paul ile imzalayabilir. Bu rakam da 2 yıllık 38.6 milyon $'ı buluyor ancak yeni kurallara göre bu extension sözleşme imzalanırsa Hornets Paul'ü 6 ay boyunca takas edemeyecek.

Yine benzer bir şekilde eğer CP3 eztension imzalamadan takas edilirse yeni takımıyla sözleşme imzalamak için 6 ay beklemek zorunda kalacak.

Paul önümüzdeki yaz serbest oyuncu olarak kalırsa da alacağı ücret konusunda bir kısıtlama var. Böyle bir durumda en iyi teklifi mevcut takımı Hornets 5 yıl 100 milyon $'lık bir sözleşme ile yapabilecekken yeni kurallar Knicks'e sadece 4 yıl 74.3 milyon $'lık bir sözleşme önerme imkanı sunuyor.

Ayrıca CP3 ile o koşulları kabul etse bile imzalamak mantıklı mı orası tartışılır. Knicks'in beyan edilen salary cap'i 2012-13 için şu anda 44.6 milyon $. Bu rakama içlerinde çaylak Iman Shumpert ve Tony Dougles'ın takım opsiyonu da dahil olan 5 oyuncu sözleşmesi dahil. Tabi önümüzdeki aylarda Knicks'in başka serbest oyunculara da yönelmemesi lazım ayrıca. Bu durumda kararlaştırılan salary cap limiti 58 milyon $ yani Knicks'in bütçesinde sadece 13 milyon $ yer var ancak CP3'e önerilmesi gerekecek ücret 17.4 milyon $.

Knicks bu durumda Dougles'ı ve Balkman'ı hiç karşılığı serbest bırakıp 5.2 milyon $ boşluk yaratabilir ancak bu sefer de Amare CP3 ve Melo'dan başka oyuncuları kalmaz.

Aynı zamanda elbette Hornets CP3'ü elinde tutmak için her yolu deneyecektir. Eğer tutamayacağını anlayıp takas etmek isterse geçen sezon Denver'ın yaptığı gibi en iyi teklifi bekleyip denk bir takas yapmayı de deneyecektir. Öyle bir durumda LA Lakers ve LA Clippers'tan çok daha cazip teklifler alabilirler.

Bu durumda yeni kurallar ve Knicks'in salary cap'i düşünüldüğünde CP3'ün New York rüyası şimdilik sadece bir hayal olarak kalacakmış gibi duruyor.

29 Kasım 2011

Kambala'dan Karşıyaka taraftarına mesaj var


Kambala deplasmanda alınan Eurochallenge kupasındaki Karşıyaka galibiyeti sonrası dönüş yolunda Karşıyaka taraftarının gelenekselleşen F... you kambala tezahüratının kendisini motive ettiğini söylerken paylaştığı fotoğraf...

NBA Soru Cevap -3- Neden Soft Cap var ?

NBA'de soft cap uygulamasının olmasının en basit mantığı oyuncuların mevcut takımları ile sözleşmelerinin uzatılmasını ve o takımda devam etmelerini sağlamaktır.

Takımın yıldız oyuncusu tüm kariyeri boyunca aynı takımda kalmak, liderlik etmek, takım kaptanı olmak, taraftarla iyi iletişim kurmak ve kariyerini o takımda noktalamak ister. Eğer bu yıldız oyuncu sırf takım ona yeteri kadar ücret öneremiyor diye başka bir takıma giderse bu kimsenin hoşuna giden bir durum olmaz. İşte Soft Cap oyuncuların bu gibi istisnai durumlarda takımlarında kalmalarını sağlamak için kullanılan bir sistemdir.

NBA Soru Cevap -2- Soft Cap - Hard Cap Nedir ?

Soft Cap'i esnek ücret limiti olarak açıklayabiliriz. NBA'de soft cap vardır. Bu da ücret tavanının (salary cap) belli koşullarda esnetilebilmesi anlamına gelir.

Hard cap ise sabit ücret limiti anlamına gelir. İstisnasız bir şekilde kararlaştırılan ücret tavanı uygulanır ve bu sistemde takımlar bu tavan miktarını aşamaz.

NBA'in de kabul ettiği Soft Cap sisteminde belli koşulların gerçekleşmesi halinde takımlar Salary Cap'lerini esnetebilirler. Aslında ugyulamada 30 NBA takımından sadece bir kaç tanesi Salary Cap limitinin altında sezonu tamamlarlar. Takımların bir çoğu istisnai durum olan esnek limit haklarını kullanmaktadır.

NBA Soru Cevap -1- Salary Cap Nedir ?

Salary Cap Türkçeleştirilmiş olarak "Maaş Limiti" anlamına gelir. Salary Cap; NBA'deki takımların daha rekabetçi bir ortamda mücadele edebilmeleri için bütçelerine bir sınırlama getirilmesini ifade eder.

Düz mantıkla düşündüğümüzde salary cap'in olmadığı bir ortamda daha fazla finansal kaynaklara sahip takımlar daha iyi serbest oyunculara başka takımların önerdiklerinden daha fazla para teklif ederek dengeleri değiştirebilirler.

Salary Cap'li sistemde ise serbest bir oyuncu (free agent) ile sözleşme imzalanabilmesi toplam maaş ödemelerinin (payroll) salary cap sınırını aşmamasına bağlıdır. Böylece daha fazla finansal kaynaklara sahip takımlar da diğerleri ile eşit koşullarda mücadele eder.

Salary Cap ortamının mücadeleyi arttırdığı ve güçlü bütçeli takımların daha rekabetçi ortamlarda mücadele ettiklerinin kanıtı olarak Salary Cap'li sistemi benimsemiş NBA ile salary capsiz sistemi benimsemiş olan MLB (Amerika Ulusal Baseball Ligi) örnek gösterilebilir.

NBA takımlarında takımların yüksek maaş ödemelerinin normal sezona oranlanan galibiyet yüzdesi sadece 0.13 iken MLB'de bu oran 0.43'e çıkmış durumda. Bu da Salary Cap sisteminin rekabetçi bir lig için başarısını gösteriyor

Yeni TİS Carmelo Anthony'e yaramadı



Yavaş yavaş NBA moduna girmeye başlayıp yeni Toplu İş sözleşmesini de incelemeye başlayalım böylelikle. İlk kurban Melo olacak gibi duruyor. Bakalım epey para kaybedecek Melo bu TİS sayesinde. Sezonun ilk NBA ve lokavt sonrası yazısı olarak salary cap ve yeni durumu örneklendireceğim.

Carmelo Anthony yeni Toplu İş Söleşmesi yüzünden yeni alacağı sözleşmesinde 5.8 milyon $ zarar edecek gibi gözüküyor.

Carmelo'nun şimdiki sözleşmesi ile serbest oyuncu olarak yeni toplu iş sözleşmesi hükümleri çerçevesinde yapacağı sözleşme arasında toplam olarak 5.8 milyon $ fark bulunuyor.

Carmelo Anthony'nin sonlanacak eksi kontratının toplam değeri 82.69 Milyon $'ı bulurken yeni imzalayacağı kontrat maksimum maaş ödense bile 2014-15 sezon sonuna kadar maksimum 76.89 Milyon $ olacak.

Bunun sebebini açıklarken NBA'deki salary (maaş) sisteminden de biraz bahsetmek gerekiyor. Oyuncular bir önceki sözleşmelerine, NBA'deki yıl tecrübelerine göre çeşitli nedenlerle farklı sözleşmeleri yapmaya hak kazanabiliyorlar. Tabi bütün bunların da bazı limitleri var. Carmelo Anthony'nin bu sezon için bir oyuncu opsiyonu bulunuyor. Bunun anlamı 2011-12 sezonunu mevcut sözleşmesi ile tamamlayıp +1 hakkını kullanabilir ve seneye serbest oyuncu kalabilir. Şu anda oyuncu opsiyonunu kullanırsa 18.52 Milyon $ kazanacak. Ancak player option'ı kullanmayıp opt out yaparsa bu sefer gelecek teklifler sıfırlanıp maksimum alabileceği değer olan 18.01 Milyon $ üzerinden teklif alabilecek.

Carmelo Anthony'nin tamamlanmakta olan sözleşmesi

$18,518,574
$19,444,503
$21,388,953
$23,333,456
------------
$82,685,486

Yeni Toplu İş Sözleşmesinde alacağı tahmini sözleşme

$18,006,705
$18,817,007
$19,627,309
$20,437,611
------------
$76,888,632

26 Kasım 2011

Euroleague 6. Hafta en iyi 10 hareket

Lokavt bitti peki kimler geri dönecek ?

NBA'de full sezon maaş ödeme sistemi yok. Maaş ödemeleri (payroll) belli zaman dilimlerinde yapılıyor. Oyuncular geçtiğimiz sezonun maaşlarını almışlardı bu dönemim ödenekleri ise 15 kasımda başlayacaktı. Aslında kulüpler birliğinin elindeki en önemli koz da bu. Bir taraf yaşamak için hayatını idame ettirmek için paraya gereksinim duyuyor diğer tarafta ise yüz milyon dolarlık servetleriyle tuzu kuru takım sahipleri. Maaş ödemelerinin 15 kasımda başlayacak olması da bu tarihe kadar oyuncuların geri adım atmayacağının göstergesi olarak söyleniyordu nitekim de anlaşma bu tarihten kısa bir süre sonra yapıldı.

10-12 gün içinde sözleşmenin imzalanması bekleniyor. Hazırlık kampı 9 aralıkta başlayacak ve normal sezon noel günü 25 aralıkta başlayacak. Oyuncular da isterlerse hemen dönecekler ya da sözleşmenin imzalanmasını bekleyip 10-12 gün civarı daha kalacaklar.

Şimdi ülkelere göre ayrım yapalım gidecekler ve kalacaklar :

TÜRKİYE
Beşiktaş
Derron Williams dönecek
Semih Erden dönecek
Lamar Odom maça çıkmadan gelmesi iptal edilecek

Fenerbahçe
Thabo Sefelhosa dönecek

Galatasaray
Darius Songaila sezon sonuna kadar kalacak
Zaza Paculia dönecek

Anadolu Efes
Sasha Vujacic NBA opt. 1. yılın sonunda var kalacak
Ersan İlyasova dönecek ancak kulübüyle görüşüp büyük ihtimalle efeste kalacak

Türk Telekom
Mehmet Okur dönecek

Sırbistan
Partizan
Nicola Pekovic dönecek
Acie Law 1 yıllık sözleşmesi var kalacak

İSPANYA
Real Madrid
Serge Ibaka 2 aylık sözleşme yapılmıştı dönecek
Rudy Fernandez Ersan İlyasova ile aynı durumda dönecek ancak Real'de devam etmesi olası

Bilbao Basket
Joey Dorsey kalacak

Caja Laboral
Goran Dragic dönecek
Kevin Seraphin dönecek

Valencia
Tiago Splitter dönecek

Joventut Badalona
Christian Eyenga dönecek
Pooh Jeter kalacak

Lucentum Alicante
Kyle Sinqler dönecek

İTALYA

Benetton Treviso
Jeff Adrien dönecek
Brian Scalabrine kalacak

Montepaschi Siena
David Andersen kalacak

Virtus Bologna
Chris Douglas Roberts kalacak

EA Milano
Danilo Gallinari dönecek

Virtus Roma
Tyreke Evans Daha maça çıkamadan dönecek

Bu listedekilere ilaveten Andrei Kirilenko'nun CSKA ile olan sözleşmesinde 1 ay daha NBA option bulunuyor. Ancak AK47'nin NBA'den önemli bir teklif alamayıp CSKA'da kalacağı tahmin ediliyor.

Tony Parker ASVEL'den NBA'e dönüş yapacak.

Zalgiris Kaunas'ta ise Ty Lawson dönecek Sony Weems'in 1 senelik sözleşmesi bulunuyor. Zaten Zalgiris'in sistemine bir türlü ayak uyduramayan Lawson için de Zalgiris için de olumlu bir haber oldu bu.

Maccabi Tel Aviv'de ise henüz maça çıkmayan Omri Casspi ile başarılı bir performans sergileyen Jordan Farmar dönüş yapacak.

Euroleague'in belki de en önemli kayıplarından birisi ise SLUC Nancy'den geri dönecek olan Nicola Batum olacak.

25 Kasım 2011

Euroleague 6. hafta Caja Laboral : 90 - Fenerbahçe Ülker : 85

Maç öncesi grubun en zor deplasmanında normal şartlarda galibiyet beklemiyordum açıkçası. Takım çok istirkarsız, koç formsuz, 1 ve 4 numaralardan hiç katkı alamayan Fenerbahçe ve karşısında moralli bir Caja Laboral. Açıkçası maçın uzatmada 5 sayıyla mağlup bitirmek tercih edilebilir en azından beklenebilir bir senaryoydu maç öncesinde. Ancak kadro kalite farkını gördükçe ve sadece tercihlerini doğru yapan Caja Laboral'ın öne fırladığını gördükçe sinirlenmemek elde değil. Bu maçta Ukic ve James Gist el frenini çektiler Bask ekibi de bu ikramı çevirmedi.

Bir kaç haftadır sürekli aynı senaryo oluyor. Euroleague anasayfasından Ntvspor ile 3 yıllık anlama yaptığını duyurmuş ve bu birlikteliği övmüştü. Biz de umutluyduk açıkçası ancak nedense Türk takımlarının maçları ısrarla 20:00 ve 21:45e konuyor biz en iyi ihtimalle maç başını en kötü ihtimalle de maç uzadığında ilk çeyreği kaçırıyoruz. Euroleague'in prensip olarak belli bir başlangıç saati yok 22:00 hatta 22:30'da da başlayan maçlar var. Ucu ucuna denk gelse bile ardarda 2 maçta ilk maçın röpörtajlarını dinleyemiyor, salon atmosferinin tadını çıkartamıyor ya da maç sonu yorumlarından mahrum kalıyoruz. Ntvsporun ise 6. haftanın da dolmuş olmasına rağmen bu maç akışında Euroleague'e baskı yapamaması tam bir rezalet.

Maça gelecek olursak;
takımda bazı şeyler olumlu durumda özellikle Bojan, Oğuz, Vidmar, Ömer Onan, Thabo gibi oyuncuların konsantrasyonları yükselmiş durumda. Zaten bireysel yetenek olarak bu grubun favorisi Fenerbahçe Ülker. Geçen sene konsantrasyonun yoğun olduğu zamanlarda 7-3 ile bitirmiştik ilk grup maçlarını. Bu oyuncuların özellikle de pivotların konsantrasyonlarının yükselmesi oldukça önemli. Ancak yerinde sayan ya da yeterli olmayan oyuncular da var. Özellikle Gist, Ukic ve Preldzic bu maçta takım ritmini bozdular.

Bir kaç maçtır kısa forvetleri etkili kullanarak başlıyoruz maçlara. Thabo ya da Bojan bu konuda çok aktifler ancak nedense 3 ve 4. çeyreklerde oyunumuzu değiştiriyoruz. Misal pota altında sırtı dönük Bojan'ı kullandığımız her pozisyonda olumlu bir hücum yaptık doğru tercih kullandık ancak son periyotta 1 kez bile bu sırtı dönük hücumu denemedik.

Takımda gerçek 4 numara sadece 1 tane o da James Gist olunca savunmada kirli işleri yapacak kimseyi bulamıyoruz. Thabo sonuçta bir kısa elinden geldiğince o destek olsa da yeterli olmuyor. Takımda ciddi anlamda bir 4 numara krizi var. Savunmada herkes elinden geleni ortaya koyduğunda eller aktif olduğunda bile bir hücum reboundu veriyoruz savunmadan düşüveriyoruz.

Keza hücumda 4 numaradan bir tek oyunumuz yok. Ne orta mesafesini kullanabiliyoruz Gist'in ne de dripplingini. Gist Fenerbahçe'yi tamamlayan oyuncu değil. Bu şekilde düşük konsantrasyonla oynadıkça da takıma safi zarar veriyor. Son periyotta ise nedense Spahija hocanın anlamsız ısrarı onu sürekli oyunda tutması ve üstüste 2 üçlük yememiz Gist'in tuttuğu adamlardan maçın diyeti oldu.

1 numarada Curtis iyi bir oyuncu değil vasat bir isim ancak yine de sezon başına göre olumlu bir kaç şey gösteriyor az da olsa gelişme var. Bu maçta en azından vasatın üstüne çıktı. Ancak özgüvensiz o da Ukic gibi. 1 numaralar bu kadar özgüvensiz olursa takımı mutlaka sabote eder.

Emir Preldzic ise tam anlamıyla bir rol bulma sorunu yaşıyor. Kısa forvet mi oyun kurucu mu 6. adam mı top hücumda onun mu elinde kalacak topsuz mu oynayacak bunlar belirsiz değil. Takım içinde rolü belirlenememiş ve o da bunun sıkıntısını yaşıyor. Yıllardır görüyoruz Emir her şeyi yapabilen bir oyuncu. Tercihlerini doğru zamanlarda kullanırsa eğer elit bir oyuncu olabilir. Ancak o halen daha ne yapması gerektiğini bilmiyorsa burada asıl sorumlu koçtur. Koç ona gerekli detayları anlatamamış ya da iyi yaptığı şeyleri sırf sistem uğruna kısıtlamıştır. Emir'in 15 saniye top septirdikten sonra tek drippling şut çekme gibi bir planı yotkur sanmıyorum milli takımda sürekli içeri drive ederek faydalı oynadı ancak burada rolünün belli olmaması sıkıntı yaşatıyor. Bu koçla emir arasında bir an önce çözülmek zorunda.

Takım mücadele ediyor ancak maçları belirleyen ufak detaylardır. Gistin bir kaç pozisyon dalgınlığı, Ukic'in bir kaç yanlış seçimi ibreyi onlara döndürdü. Zaten yaptığımız mücadele top çalmalarımızdan belli, ancak sistemsizliğimiz de yaptığımız asist sayısının azlığından...

Laboral çok ekstra 3lük soktu maçta. Teletovic'i tam kıvamında tuttuk iyi durdurduk ancak o kadar hızlı pas trafiği var ki ve o kadar doğru basketbol oynuyorlar ki ne kadar iyi oynarsak oynayalım istikrarımızı kaybettiğimizde cezayı kestiler. Bizim daha çok yolumuz var ancak kısa vadede Gist'in yerine kariyerli, domine edecek bir (NBA'den olabilir) 4 numara ile Ukic'in forma girmesi takımı geçen senekinden daha iyi bir yere bile getirebilir.

24 Kasım 2011

Euroleague 6. Hafta Unics Kazan Siena'yı İtalya'da devirdi


EL 6. haftasının ilk gününde çoğu kişinin tahmin edemeyeceği bir sürpriz sonuç çıktı. Unics Kazan deplasmanda Montepaschi Siena'yı 73-79 mağlup ederek üstüste 3. galibiyetini almış oldu.

Maçın ilk dakikalarında alışık olduğumuz Siena savunması vardı. Yarı sahada tuzaklı alan baskısı top taşıyan Unics Kazan guardlarına zor anlar yaşattı. Ancak Unics Kazan dersine iyi çalışmıştı. Hemen her pozisyonda delici Amerikalı oyuncularını kullanarak potaya gitmeye ve faul almaya başladılar. Hakemlerin de sertliğe prim tanımayan oyun anlayışıyla üstüste çalınan düdükler ilk periyotta ibreyi Kazan temsilcisine doğru çevirdi.

Unics Kazan'ın atlet Amerikalıları delicilik özellikleri ile Montepaschi Siena savunmasını geçmenin mutlaka bir yolunu buldular. 2. periyotta Siena oyuna dengeyi getirmiş olsa da son periyoda kadar başabaş giden oyun son periyottaki 12-22'lik Kazan farklı ile maçı da konuk ekibe getirdi.

Eski Efes ve Karşıyakalı Henry Domercant maçın yıldızıydı oyunun sıkıştığı her anda sorumluluk aldı ve skor üretmeyi başardı. 24 sayıyla oynayan Domercant'e oyundan hiç çıkmadan 40 dakika süre alan Veremeenko 23 sayı 10 reboundla eşlik etti. Veremeenko'nun 10 reboundunu 7sinin de hücum reboundu olduğunu ekleyelim.

Siena cephesinde ise Bo McCalebb alışık olduğumuz standart performansı ile maçı 22 sayıyla tamamlamış olsa da 13 sayı atan Kaukenas dışında çift hanelere çıkan başka skorer bulamadı Siena ekibi. Özellikle bir dönem Avrupa basketbolunu kasıp kavuran Avustralyalı pivot David Andersen'in etkisiz oyunu, eski Efesli Igor Rakocevic'in sisteme uymayan oyunu onlar için büyük bir soru işareti getiriyor.

22 Kasım 2011

1987 Lakers Oyuncular ve Pat Riley rap söylüyor

Uyuşturucu karşıtlığı için hazırlanmış bir klip bence oldukça başarılı

20 Kasım 2011

Brian Scalabrine'den iyi bir performans

Benetton'ın bence bu sene sembol ismi olur Brian Scalabrine 18 sayı atmış Avellino maçında


19 Kasım 2011

Kirilenko'nun burnu kırıldı !

Pınar Karşıyaka 75 - Fenerbahçe Ülker 77 El freni Ukic !



TBL standartlarının üstünde müthiş mücadeleye sahne olan maçı son topta Fenerbahçe kazanmasını bildi. Takımın mücadelesinin üst düzey olması, iki pivotun da hem hücum hem de savunma anlamında forma girmesi olumlu yanlarken oyun kuruculardan halen daha beklenen katkının gelememesi Fenerbahçe'nin daha ileri gidebilme hedefi için çekili bir el freni görüntüsünde.

Maça gelecek olursak maç boyunca bir çekişme hakimdi. Rotasyonunu pek beğenmediğim iki koç da kendi standartlarında doğru rotasyonlar ve yerinde hamlelerle önceki performanslarının üzerine çıktılar. Ancak yorumcuların da sıklıkla söylediği gibi Spahija'nın Gist'i ısrarla 4. periyotta kenarda tutması, 4 faul alınca maç sonu olmasına rağmen Oğuz ve Ömer Onan'dan kolay vazgeçmesi bana göre hatalarıydı. Tabi Preldzic'in Chatman'ı tutmaya çalışmasını saymıyorum bile. Pınar Karşıyaka'da ise Birkan Batuk'tan hemen hiç faydalanılamadı. Son periyotta mutlak suretle daha fazla yer alması gerekirdi. Ancak Hakan Demir'i bu maç için beğendim.

Aslında maçtan önce Spahija'nın Gist'e ve Jerrells'a güven depolayabileceği tam onlara uygun koş koş maçlardan biri olduğunu düşünüyordum. Ancak Jerrells'ın 5 dakika süre alması beni şaşırttı. Özellikle Jerrells'ın bu takıma gelmesinin en önemli seçimi rakip guardlara baskı yapması olarak lanse edimişti. Ancak nedense Spahija ısrarla Ömer Onan dışında baskıda mantıklı bir tercih uygulatmıyor. Ya Emir ile ya da Bojan ile tutturuyor rakip oyun kurucuları. Oysa ki Jerrells bu konuda iyi sonuç verebilir. Eğer gözden çıkartılmadıysa (ki şimdiye kadar kalmasını gerektirecek bir performansı olmadı) ondan en iyi şekilde faydalanmanın yolu aranmalı.

Gist ise nispeten toparlanmış gibiydi bunun sebebi ise boyalı alanda daha fazla görülmesi şüphesiz. Ancak savunmada ilk yarıda 2 pozisyon uyuya kaldı ve faul yaptı gene. Nasıl dalıyor anlayamıyorum adam hareket ettikten 1 saniye sonra reaksiyon veriyor.

Oğuz ve Vidmar savaşıyor. Gerçekten bu arada umutluyum pota altından bu maçta da ilk yarıda Oğuz ikinci yarıda ise Vidmar çok etkiliydi. Jovo'yu 2 kez blokladı, 2 kez şutunu bozdu 2 kez de hücum faul yaptırdı. Bu açılardan tebrik etmek lazım. Yardım savunmasında Jovo nedeniyle çok aktif olamasa da son 30 saniye gerideyken ve Ukic felaket bir hücum kullanmışken Ikonic'ten topu çalıp Emir'e gönderdi ve hızlı hücumla takımın öne geçmesini sağladı. Maçın en kritik basketi buydu şüphesiz.

Emir'in daha fazla şut pozisyonu için topla buluşması lazım. Bu maçta bunun sıkıntılarını yaşadı. Genelde serbest top almayı seviyor ancak İbrahim Kutluay'ın dediği gibi bir şutör topu eline almadan savunmacısından kurtulup avantaj sağlamalı. Emir'in bu seneki şut performansından hiç memnun değilim. Şut ritmini yakalayamamış bir diğer oyuncu ise Bojan Bogdanovic. Emir'le iyi anlaşıyorlar ve Emir onu iyi devreye sokuyor ancak o kalibrede en önemli artısı şutörlüğü olan bir oyuncu 3 kere üstüste boş 3lük kaçırmamalı. Hatta bomboş şutları %80-90la atmasını bekleriz. Final periyotta Bojan iyi de oynadığı maçta o şutları da soksa maç erken gelecekti.


Netice olarak Chatman'dan yediğimiz tam 8 boş turnike dışında savunmayı beğendim. Takım olarak biraz daha savaşmamız lazım her maç ayrı liderler çıkıyor. Oyun kurucu şu anda takım için çok büyük bir eksi eğer Jerrells savunması için kullanılmayacaksa insan iser istemez Saras'ın gidişini sorguluyor. En azından hücum ritmini sağlardı Saras şu anda takımda olsa. Bu maçlar için galibiyet güzel sezon başından bu yana savunmada, rebound konsantrasyonunda, set temposunda (özellikle ilk yarı muhteşem hızlıydı set temposu), pivot performansında katkı var. Gist'in daha fazla boyalı alanda hakimiyet kurması, Ukic ve oyun kurucuların forma girmesi ve kısa forveler Emir ve Bojan'ın şut ritmlerini bulmaları takımın oyununun üst düzeye gelmesini sağlayacaktır.

İstatistikler

18 Kasım 2011

Karşıyaka'da Bowdry'e yol gözüktü


Sezona zor bir fikstürle başlayan ve ardarda mağlubiyetler alarak önce Eurocup'tan elenen daha sonra da ligde Beşiktaş, Galatasaray ve Türk Telekom yenilgileri akabinde de Eurochallenge kupasında Minsk-2006 takımına yenilen Karşıyaka'da özellikle alınan bu mağlubiyetlerin hepsinde 100 sayıdan fazla yenmiş olması can sıkıcı durumda.

Yüksek tempo basketbol oynayan Karşıyaka'nın bir yere kadar yüksek skor yemesi kabul edilebilir ancak üstüste 4 mağlubiyette 100 üzeri sayı yeniliyorsa burada bir sorun var demektir. Koç Hakan Demir savunmada yeni rotasyon üzerinde dururken içeride blok tehtidi olan bir uzun oyuncunun olmaması da Kafkaf potasını kolay hedef yapıyor.

Sezona Morgan ile başlayan İzmir ekibi daha sonra Morgan yerine Bowdry'i almış olsa da 3 numaradan bozma uzun forvet oynayan Bowdry Avrupa sertliği ile başa çıkamayacak bir oyuncu olduğunu geldiği ilk dakikadan itibaren gösterdi. Bowdry gönderilip yerine bir uzun alınacağı söyleniyor operasyon Fenerbahçe Ülker maçı sonrası.

inside basket özel haberidir

16 Kasım 2011

Tiago Splitter Valencia ile anlaştı


Son 2 gündür transfer gündemini oldukça meşgul eden bir durumdaydı Tiago Splitter. Tau Ceramica'da geçirdiği 7 sezonda İspanya Ligi ACB'yi domine eden performansı sonrası Breziyalı pivot NBA'de San Antonio Spurs'un yolunu tutmuş ancak çaylak sezonunda umduğu süreleri alamamıştı.

Dün Euroleague takımlarından Unicaja Malaga ile görüşme yapan Splitter'ın anlaşmasına kesin gözüyle bakılırken Malaga cephesi maddi şartların ağır olmasından yakınarak oyuncuyla anlaşamadıklarını açıkladı.

ACB'de oyanama isteği bulunan Splitter için devrede bir çok Avrupa ekibi olmasına rağmen İspanya hevesini karşılayacak olan Valencia'nın teklifi daha cazip gelmiş olmalı ki oyuncu Eurocup'ta oynayacak olmasına aldırmadan teklifi kabul etti. Valencia'nın adı aynı zamanda Hidayet Türkoğlu söylentilerinde de sıklıkla geçiyor.

Transferi herkesten önce Manu Ginobili'nin twitterından göndermiş olduğu tebrik mesajında belirttiğini de not olarak ekleyelim.

Fenerbahçe Ülker 85 - Bennet Cantu 83 Maç Sonucu


Gruba üstüste 2 mağlubiyetle şok edici bir başlangıç yapan Fenerbahçe Ülker üstüste 3. galibiyetini İtalyan ekibi Bennet Cantu karşısında aldı. Maç boyunca kontrollü oyun, sete set hücumlar ve başabaş bir mücadeleyle geçen maçı uzatma sonucunda Fenerbahçe Ülker ölüp ölüp dirilmesine rağmen kazanmasını bildi.

Gelelim maç düşüncelerine. Öncelikle takım açısından önemli 2-3 unsur vardır. Bu öne çıkan basketbol mantelitesine ilişkin unsurlar takımın karakterlini de belli eder. Geçtiğimiz sezon Ömer Onan - Kinsey - Tomas 3lüsünden 2 tanesi sahadayken her zaman rakip kısalara baskı yapan pas kanallarını kapatan ve rakibin hücum setlerini bozan savunma ağırlıklı bir takımımız vardı. Bu seneye baktığımızda Ömer Onan aynı şekilde dursa da Emir Preldzic ve Bojan Bogdanovic topa baskıyı ya da topsuz baskıyı iyi yapan oyuncular değil bu da bizim doğal olarak kimlik değiştirmemize sahne oldu. Bu seneki takım geçtiğimiz senekine göre daha değişik özellikleri olan ve farklı bir oyun karakteri olan bir yapıya sahip.

Bunun temel örneğini de geçtiğimiz sezon hemen hemen hiç 2 oyun kurucu aynı anda denememişken ya da hiç 4 kısalı bir sistem kullanmamışken bu sene maçların çoğunda 4 kısa sistemini benimsememiz. 4 kısa sisteminin bize artısı şurada, takım oyuncuları gerek savunma gerekse de hücumda doğru pozisyon alamıyor alan paylaşımını düzgün yapamıyorlar. Misal, Panathinaikos Avrupa'nın son 10 yılının en başarılı takımıdır uzak ara başlarında istikrarlı bir koç Obradovic var. Kadrosuna baktığımızda Dİmitris Diamantidis dışında ekstra meziyetleri olan birden fazla işi harika yapan bir oyuncuları daha yok. Ancak onları spacingi doğru yaparak doğru alan paylaşarak ve takım rollerini paylaşarak başarılı oluyorlar.

Fenerbahçe'de şu andaki temel sorun burada. Alan paylaşımı doğru değil. Bu nedenle 4 numaradan katkı alamayıp Kaya ve James Gist yerine 4. kısa olarak Emir Thabo Bojan 3lüsünden birisini tercih ediyoruz. Bu bize Thabo dışında ekstra bir gayret getirmese de savunmada yardım savunmasını daha rahat yapmamızı ve hücumda sahaya daha iyi yayılarak 5 numaradan sayı çıkartabilmemizi sağlıyor. Bu maçta pota altında Bennet Cantu'yla çarpışabileceğimizi düşünmüyordum ancak bu 4 kısanın yarattığı spacing pivotlara topla doğru yer ve zamanda oynama fırsatı sundu önce Vidmar daha sonra da Oğuz Savaş Ömer Onan'ın ateşlediği takımda maçı alması için itici güç oldular. Pota altında ise 1-2 pozisyon hariç ezilmedik.

Hücum ritmimizde sorun var. Özellikle sorumluluklar doğru paylaşılmış değil. Bojan mesela doğru hücum seti içerisinde kullanıldığında o hücumun olumlu sonuçlanma yüzdesi oldukça yüksek. Keza Oğuz Savaş için de aynı durum geçerli. Ancak bu 2 oyuncu alışılageldik sistem dışında oynamak zorunda kaldıklarında, belirlenen pozisyonu alamadan topla buluştuklarında beklenen etkiyi yaratamıyorlar. Bu iki oyuncu üzerinden setlere çalışmak önceliği vermekte fayda var. En önemlisi iki oyuncu da topsuz oyunu seven elinde topu bitiricilik için kullanan oyuncular.

Hücum ritminden devam edecek olursak topu eline alan oyuncu süreyi öldürene kadar topu elinde sektiriyor. Bu Curtis Jerrells başta olmak üzere Rako Ukic'te de aynı Emir Preldzic'te de aynı. Bunun yerine içeri bir pasla savunmanın kapanmasını sağlayıp topu dışarı tekrar çıkarsak savunma dengesini de bozmuş olacağız. Bu tamam her hücumda anlatıldığı kadar kolay bir durum değil. Ancak bir Euroleague takımı da bunu maç başına 3ten az yapıyorsa sorun var demektir.

Maça dönecek olursak Fenerbahçe'nin ateşlenmeye ihtiyacı var. Ömer Onan savunmada bu ateşi yaktı. Kaptana helal olsun hasta hasta mükemmele yakın bir performans sergiledi. Oyunun sıkıştığı anlarda faul çizgisine gidebilmemiz de artı bir avantajımız oldu. 4 numara pozisyonundan ve hatta 1 numaradan katkı alamadığımız bir günde 2 ve 5 numaralar bizi sırtladı. Oğuz Savaş son periyotta harikalar yarattı. Vidmar yorulana kadar hem savunma hem hücumda müthiş katkı verdi.

Galibiyeti ufak kararlar getirir. Zor savunmaları yapıp kolay toplardan sayılar yiyoruz. Maç 1 saniye kala 85 - 80 iken orta sahadan o 3lüğü savunacaksın arkadaş. Basile 1/9 atmış olsa bile adam yarı sahadan soktu 3lüğü. Böyle bir grupta sayı averajı her durumda işimize yarayacakken neden o son top savunulmaz anlamış değilim.

28/36 serbest atışımız maçı getirdi. Özellikle skoru buradan bulduk diyebilirim. Ömer Onan 18 sayıyla takımın en skoreri olurken Thabo Sefelhosa 14, Oğuz Savaş 13, Bojan Bogdanovic ve Roko Ukic 12şer sayıyla çift haneli skor üreten oyuncular oldu. Engin Atsür maalesef bu EL maçında da süre almazken konuk ekipte Mazzorino ve Basile 12şer sayı kaydettiler.

Bu maçlar takımın yakınlaşmasını arttırır, ancak 4 numarada ciddi sıkıntısı var takımın. Vidmar ve Oğuz hep böyle kullanılırsa 3. pivot olarak da az süre alacak Kaya sırıtmaz orada. Ancak 4 numaraya oyunu domine edecek size'lı ve istikrarlı orta mesafe şutu olan bir forvet şart. Bu kadro bu haliyle TOP 8 yapamaz.

Avrupa - NBA hattında son gelişmeler

Oyuncular birliği dün takım sahiplerinin son teklifi olan %50 - %50 pay fikrini reddedip kendini feshetmişti. Bundan sonraki süreçte sezonla ilgili oyuncular birliğinin dava açıp olayı mahkeme kanalıyla çözüme kavuşturma yoluna gideceği belirtiliyor ki bu da sezonun tamamen iptal edilmesi anlamına geliyor.

Durum ve şartlar böyleyken özellikle bir çok Avrupa'lı ya da Avrupa tecrübesi olan NBA oyuncusu dönüş planları yapmaya başladı. Öncelikle birlik kararının açıklanmasına yakın saatlerde Omri Casspi İsrail'e uçacağını twitter hesabı üzerinden duyurdu. İsrail'de eski takımı ile görüşen Casspi Maccabi Tel Aviv ile anlaştı. Kadrosu zaten güçlü olan Maccabi Tel Aviv'in adı aynı zamanda bir çok transfer söylentisine de karışıyor. İsrail ekibi özellikle pota altını güçlendirmek istiyor.

Euroleague'de fark yaratan uzunlardan birisi olan Brezilyalı Tiago Splitter'ın da Avrupa'dan talibi çok. Daha önce İspanya'da uzun yıllar oynayan Brezilyalı pivotun yine bir İspanyol ekibi Unicaja Malaga ile anlaşmak üzere olduğu belirtiliyor. Ancak bu transfer için devrede bir çok takımın olduğunu da belirtelim.

Gasol kardeşler konusunda ise Barcelona'nın elini çabuk tutacağını düşünüyorum. Zira ilk sinyali dün Pau Gasol verdi ve kardeşimle birlikte Barça'da forma giymeye hazırız türünden bir açıklama yaptı. Real Madrid'de bu transfer için devrede ancak "yuva" olarak tabir edilen Barcelona istediği sürece katalan oyuncular başka yere gitmeyecektir. Gasol biraderlerin Barça'da oynaması ise bir anda tüm Avrupa'da dengeleri değiştirir.

Andres Nocioni de zamanının Tau Ceramica kadrosunda yer alan güney amerikalı yıldızlarından birisi. (Tıpkı Luis Scola, Tiago Splitter gibi) Arjantinli forvetse ülkesi takımlarından Penarol'da forma giyeceğini açıkladı. Avrupa'da başarılı olan 2004'de ACB MVP'si olan Nocioni, daha önceden ülkesine giden Brezilya'lı Barbosa gibi ülkesini özlemiş besbelli.

NBA - Avrupa arasında mekik dokuyan oyunculardan Linas Kleiza'da ülkesine dönmeye hazırlanıyor. Geçen sezon Toronto Raptors'ta oynarken ciddi bir sakatlık geçiren Kleiza bu sebeple ülkesinde oynanan Eurobasket 2011'de forma şansı da bulamamıştı. Kleiza'nın Lietuvos Rytas ile anlaşması bekleniyor. Dün KRKA Nova - Lietuvos Rytas maçını Eurosport 2'de canlı izleme şansı bulmuştum. Rytas'ın kadrosu Eurocup için zaten üstdüzeyde ve kağıt üstünde Spartak St Petersburg ile bu kupanın favorisi gösteriliyorlar. Eğer bir de Kleiza hamlesi yaparlarsa bu sezon Eurocup şampiyonluğunun açık ara favorisi olurlar. Kadrolarında Türk basketbolseverlerin yakın tanıdığı eski Efesli Lawrance Roberts ile eski Olin Edirneli Seibutis ve Predrag Samardziski de bulunuyor.

Enes Kanter için uzakdoğudan ciddi teklifler olduğu söyleniyor. Oyuncunun menejeri Max Ergul Çin ve Kore'den ciddi teklifler aldıklarını belirtirken aynı zamanda Avrupa'da İspanya'dan da teklif aldıklarını kaydetmiş. Uzak doğu ihtimali çok yakın duruyor Kanter için ancak gönül onu Euroleague'de hatta bir Türk takımı ile izlemek ister.

Fenerbahçe Ülker için de basında epey haber çıkmış durumda. Ömer Aşık ve Kevin Durant isimleri geçiyor. Kevin Durant öyle ha deyince transfer edeceğiniz bir oyuncu değil. Sürekli uğraşmanız gerekli. Takımı ligi tanıtmanız beklentileri hedefleri ortaya koymanız şehri anlatmanız gerekli. Derron Williams kapısının açılması o açıdan Türkiye için bir avantaj olarak görülebilir. Ömer Aşık da Fenerbahçe Ülker'den sorunlu ayrılmış ve tarafların yıldızı daha sonra da barışmamıştı. Eğer bu sorunlar tekrardan masaya yatırılıp düzeltilmemişse bu transferi de iki tarafın isteyeceğini zannetmiyorum.

Hido için de Valencia söylentileri dolaşıyor. Valencia geçen sezon Euroleague'de TOP8 yaptıktan sonra son maçta Real Madrid'e kaybederek F4 kapısından dönmüştü. Kadrosu geçen seneki gücünde değil hatta 2 senedir kan kaybediyorlar. Power Electronics ile sponsorluğun sona ermesi bütçelerini de etkiledi üstelik bu sene Pesic de yok takımda. Dün Eurocup'ta ASVEL ile olan maçını izledim De Colo, Markovic, Rafa Martinez, Sergei Lishchuk gibi sert oyuncuları var ancak topa yön verecek bir forvet onlar için bulunmaz bir nimet olur. Eurocup'ta başarı için Valencia'nın aynı zamanda bir PG alması da şart. Omar Cook'un boşluğu halen daha hissediliyor.

Yakın zamanda daha bir çok oyuncunun ve takımın ismi bu söylentilere katılacaktır.

13 Kasım 2011

Fenerbahçe Ülker evinde Türk Telekom'a yenildi

Yazmayacaktım sinirliydim ama bazı şeyleri ortaya koymak için yazmak da istedim. Takımda çok ciddi bir organizasyon sorunu var. Sanki her ülkede farklı bir basketbol oynanıyormuş gibi sahadaki 5 çoğu zaman uyum içerisinde olamıyor farklı tellerden çalıyorlar. Temel sıkıntı da burada takım oyunu açısından zayıf durumdayız.

Takımda maç seçen oyuncular var ya da hakkını yemeyelim o gün formunda olmayıp takımı sırtlayamayan oyuncular var. Örneğin Emir Preldzic topu elinde seven bir point forward tanımına birebir uyan bir oyuncu. Bu takım için vazgeçilmez bir oyuncu çünkü bu sene o oynamadan maç kazanamıyoruz. Bunun nedeni yaratıcılığı ve oyun zekasının olması. Tamam hoş da o gününde olmadığı zamanlarda neler yapabiliyoruz ? Hadi onu geçtim Emir'i doğru kullanıyor muyuz ? Emir bence 2. 5te sahaya çıkmalı. Rotasyon konusunda Türkiye'de en beğendiğim koç Oktay Mahmudi'dir. Bu işi gerçekten iyi ayarlar ve satranç gibi oyuna müdahalelerde bulunur. Tabi bunun sırrı da takımın tamamını mental olarak formda tutmaktan geçiyor. Neyse Mahmudi Shumpert'ı rakip yorulunca X Faktör olarak oyuna sokuyor ve dengeleri değiştiriyor. Hatırlayalım bu yazki Eurobasket2011'de de ilk yarılarda Emir 6. veya 7. adam olarak oyuna giriyordu ve mutlaka bir enerji veriyordu. Bizim de yapmamız gereken durum bu.

Yeni savunma kuralları bizi etkiledi. Bu sıfır tölerans ve elle yapılan ufak müdahalelere dahi faul çalınması özellikle Ömer Onan'ı etkiledi. Kaptan savunmada eskisi kadar rahat değil bu da performansını etkiliyor.

Ukic iyileşince (Ciddi bir durumu yok) daha verimli oynaması gerekli. Emirsiz olacaksa bu durum Emir'le rotasyonu ayarlanır ancak şu anda rotasyon rezalet. Bojan Bogdanovic inanılmaz kötü kullanılıyor. Jerrells'a gösterilen sabırın yarısı bile ona gösterilmiş değil. Bojan üzerinde mutlaka setimiz olmalı. Adam kötü dediğimiz maçta bile 10 sayı atıyor.

Savunma takım için çok önemli ancak burada temel kişi Vidmar. Vidmar geçen sene yaşadığı çıkışı maalesef devam ettiremedi sakatlık onu çok etkilemiş şu anda güvenilecek durumda değil. Oğuz var sadece yetersiz diye söylediğimiz ancak yıllardır ne uzayan ne kısayan bir oyuncu en azından ne olduğunu biliyoruz.

Tüm bunlar birleştiğinde kabul ediyorum koçun da işi çok zor Spahija doğru 5i bulmak için yırtınıyor resmen ancak oyuncuları mental olarak iyi hazırlamadığı da bir gerçek. En azından sabit istikrarlı bir ilk 5in olur diğer adamları daha sonra monte etmeye çalışırsın. Ben bu kadar yetenekli iki kısa forvet varken verim alınamamasını kabullenemiyorum. Takımda şu maçta tek olumlu durum Engin Atsür'ün savunmada ve hücumda gayet verimli ve istekli oynaması bundan başka olumlu bir şey göremiyorum.


Telekom maçında pota altında delik deşik olduk. Birebirde savunmada hiç ayakta kalamadık. Drippling ile adam geçemiyoruz hücumda bu sene. Bu ciddi bir sıkıntımız savunulurluğumuz kolaylaşıyor. Hakemler lehimize 3. periyotta hatalar yapmasaydı maç 30a gidecekti neyse ki 19 sayıyla yırttık. Telekom ise maç seçti belki ama çok güzel oynadılar tebrik ederim.

Neler yapılmalı ?

Artık bir ültimatom şart. Bunu gerekirse Spahija gerekirse direktör olarak Spahija'yı da içine alacak şekilde Aydın Örs yapmalı.

Hücum setleri üzerien daha çok çalışılmalı. Top mutlaka içeri dışarı oynanmalı.

Setlerde kafayı yiyorum top sürekli bir oyuncunun elinde 8-9 saniye kalana kadar set temposu diye bir şey yok. Top 4 saniyeden fazla kalmamalı bir oyuncuda.

Set temposu hızlanmalı hızlı pas içeri dışarı daha isabetli olur

Emir gerekirse 2. beşte oyuna girmeli.

Vidmar'da ışık görüldükçe savunma için daha çok ısrar edilmeli.

Jerrells'ın aldığı süreler hakeden Engin'e tanınmalı

Emir içeri girdiğinde tek şey var aklında B planı yok ondan ya asist yapıyor ya da top kaybı bunu akılcı kullanmalıyız gerekirse çift tepe pick and roll'u oynayıp (hiç yapmıyoruz) emir ikincide direksiyona geçebilir.

Ömer ve Bojan için setlerimiz olmalı iki oyuncu zorlama atışlara kalıyor ikisi de normal yeteneklerini gösteremiyorlar.

Rotasyon rezalet yeniden ele alınmalı. Spahija her şeyden önce oyuncuları mental olarak hazırlamalı. Maça gelecek olursak Bojan'ın 12 dakikada 10 sayısı Oğuz'un 12 sayısı Engin'in ise 6 asisti dışında dikkate değer bir durum yok.

9 Kasım 2011

Bilbao Basket 70 - Fenerbahçe Ülker 73 Maç Yazısı

Yıllardır gördüğümüz basit hataların getirdiği mağlubiyetlere nazaran basit hatalara rağmen galibiyet hele ki denk mücadelenin olduğu bir maçta oldukça nadirdir. Bu galibiyet nitekim bu tarz bir galibiyet oldu. Fenerbahçe başladı Bilbao sert durup öne geçti son çeyrekte ise tecrübe faktörü Fenerbahçe'nin yanında kaldı.

Temsilcimiz Fenerbahçe Ülker maça hızlı başladı. Maç öncesi iki tarafın da en dikkat edeceği ikişer oyuncu şüphesiz Fenerbahçe'den Emir Preldzic ve Thabo Sefelhosa iken Bilbao Basketten de Aaron Jackson ve Marko Banicti. Koçlar benzer bir strateji güderek bu iyi durumda olan oyunculardan bir tanesini sahaya sürdüler diğeri ise ikinci 5 rotasyonunun sonunda oyuna dahil oldu. Savunmalar da ilk yarıda bu oyuncular üzerine fazlasıyla konsantre olmuştu.

Aaron Jackson takımın tartışmasız lideri ancak bugün onun gününde olmaması ve maçın her anında iyi savunulması Bilbao'nun dengelerini bozdu. Çünkü takımın kalanı Mumbru ve Banic dahil düzen içinde sayı yapan parıldayan adamlar ancak sistem kilitlenince anahtar rolünü Aaron Jackson'ın üstlenmesi gerekiyordu.

Bizim açımızdan ise Ukic'in organizasyon formsuzluğu sürüyor. Bir oyun kurucunun en kolay oyunu olan tepe pick & rollarını bile verimli oyanayamıyor. İçeri driveları oldukça etkisiz adamın üzerine gidiyor resmen. Sakatlık etkisi de olabilir ancak bence açıkçası başka "mental" problemleri de var.

Preldzic iyi savunuldu ancak zaman zaman Bogdanovic'i devreye soktu bu da onun açısından önemliydi. Bojan 19 sayı attı ancak son periyotta kayboldu bayrağı ise son periyotta Curtis Jerrells aldı. Maç boyunca saç baş yolduran Jerrells top kaybı yapmadığı zamanlarda aslında faydalı bir oyuncu olduğunu gösterdi ve neredeyse tek başına maçı aldı. Ayrıca Aaron Jackson'ın 4 faul almasında da katkısı çok oldu hakkını yemeyelim.

Spahija ilginç bir sistem deniyor Nancy maçından beri ve sonuç veriyor. Daha önce takımı hep uzatarak (tanjevic döneminde) sistemi değiştirmesine aşina olduğumuz Fenerbahçe Spahija döneminde aslında klasik bir koç hamlesi olan takımı 4 kısaya döndürme konusunda 3-4 maçtır epey verim aldı. Ancak şu bir gerçek ki, 4 kısa oynayacaksak Thabo ve Emir mutlaka aynı anda sahada olmalı hatta Jerrells da topa baskıyı yapan oyuncu olmalı. Uzun ve hareketli kollar sayesinde son çeyrekte epey top çaldık.

Gelelim top kayıplarına... Murat Kosova maç esnasında lise takımı hatalarına benzetti takımımızın hatalarını. Aslında haklı da. Öyle basit top kayıplarımız var ki inanılır gibi değil. Konsantrasyon sorunumuz aşikar. Özgüven sorunu da var bence. Ne zaman ki gemileri yakıp sistem dışına çıkarak oynamamız gerekiyor işte o zaman sonuç alabiliyoruz, işte o zaman Jerrellstan faydalanabiliyoruz.

Peki bunun sebebi 4 kısa oynamamız mı yoksa sistem dışına çıkıldığında kendi bildiği oyunu daha özgüvenli oynayabilen (jerrells gibi Emir gibi) oyuncularımızın olması mı ? Açıkçası ben bu sorunun cevabını halen daha bulabilmiş değilim. Spahija bence iyi bir koç ancak bir rotasyon dahisi değil. Vidmar misal rebound alamadığımız zamanda bile kenarda oturdu ve yine maçın ikinci yarısında süre alamadı. İlk 5 başlayan bir oyuncunun bu kadar az süre alması açıkçası nadirdir. (Siena'da oynarken geçen sezon Rakovic ara ara böyle oluyordu ancak ara ara...)

Konsantrasyon arttıkça takım da birbirine ısındıkça bu top kayıplarının önüne geçilecektir. Mirsad'a fazlasıyla umut bağladık. Tamam işin hırs ve konsantrasyon konusunda eksiğimizi kapatacaktır ancak sistem içinde oynama eksiğimiz de var bizim bu açıdan oyun kurucuların bir an önce kendilerine gelmeleri şart.

Maçın istatistikleri;

Olin Edirne 70 - ETHA 82 Eurochallenge Maç Sonucu

Olin Edirne ilk Avrupa kupası deneyiminde Rum ekibi ETHA'ya kendi evinde 70-82 mağlup oldu. İlk çeyreği başabaş giden maçta ETHA 2. periyotta farkı açmaya başladı ve devreye önde girdi.

İkinci yarıya hızlı başlayan Edirne ekibi Wright'ın üstüste basketleri ile devreye girse de son periyotta kontrolü eline alan ETHA maçı da 12 sayıyla kazanmasını başardı.

Reha Öz ilk yarıda 14 sayıyla maçın en skorer oyuncusuyken ikinci yarıda hiç sayı bulamadı. Keza Stimac da ilk yarıda Olin Edirne adına 10 sayı üretmiş olmasına rağmen ikinci yarıda sadece basket faulden bulduğu 3 sayıyla maçı da toplamda 13 sayıyla tamamlamış oldu.

Olin adına en skorer isim Chris Wright olsa da 19 sayısı ve 5 asistinin yanında yaptığı 6 top kaybı takım yönetmede çok daha başarılı olmadığını gösterdi. Mustafa Abi ise maçı 7 top kaybıyla tamamladı. Maç boyunca 16 asist yaparak başarılı bir grafik çizen Edirne ekibi 19 top kaybı ile mağlubiyeti hazırlamış oldu.

Unicaja Malaga Tiago Splitter ile ilgileniyor


Tiago Splitter için Unicaja Malaga söylentileri dolanıyor. Eski İspanya Ligi MVP'si Splitter tekrardan ACB'ye dönüş yapabilir. Brezilyalı pivot 2003-2010 seneleri arasında İspanya'da Tau Ceramica (daha sonraki adıyla Caja Laboral) forması giymiş, 2010 senesinde ise NBA'de şansını denemeye karar vererek kontrat haklarını elinde bulunduran San Antonio Spurs'te kendisine şans bulmaya çalışmıştı. Splitter Avrupa basketbolu açısından tam bir yıldız olmasına rağmen fiziki oyunu üstseviyede olan NBA basketbolunda zorlanmış ve Spursta istikrarlı süreler alamamıştı.

Şimdilik anlaşma lokavt süresince olacağa benzese de Tiago Splitter'ın vatandaşlığı da bulunduğu İspanya Ligi ACB'ye kesin dönüş yapacağını düşünenler de az değil. NBA'de kalmayıp Avrupa'ya döneceğini düşünüyorum ben de. Splitter'ın NBA'de 3 yıllık 11 Milyon $ karşılığında bir kontratı bulunuyor Avrupa'da da benzer bir kontrat alması oldukça olası bir üst seviye oyuncu. NBA'de maç başına sadece 12.3 dakika süre bulduğu düşünüldüğünde Avrupa'ya temelli bir dönüş şaşırtıcı olmaz.

Lebron James ve Kevin Durant birlikte antreman yapıyorlar

TBL 5. Hafta Programı Açıklandı

12 Kasım Cumartesi:
15.00 Mersin Büyükşehir Belediyesi - Beşiktaş Milangaz (Edip Buran)
16.00 Hacettepe Üniversitesi - Pınar Karşıyaka (Ankara)
17.30 Banvit - Tofaş (Banvit Kara Ali Acar)
17.00 Olin Edirne - Trabzonspor (Mimar Sinan)
17.30 Erdemir - Bandırma Kırmızı (Erdemir)

13 Kasım Pazar:
13.30 Fenerbahçe Ülker - Türk Telekom (Sinan Erdem)
16.00 Aliağa Petkim - Antalya Büyükşehir Belediyesi (Enka)
17.30 Galatasaray Medical Park - Anadolu Efes (Abdi İpekçi)

Mike Miller müthiş malikhanesini satıyor

NBA lokavtından etkilenmiş olsa gerek Miami Heat takımının forveti Mike Miller 2010 senesinde aldığı müthiş malikhaneyi satılık olarak listeledi. Miller 6 yatak odası 9 banyosu bulunan lüks malikhaneyi 5.4 Milyon $ ödeyerek satın almıştı. Miller 2010 yılında Heat takımı ile 5 yıl karşılığında 25 Milyon $lık bir anlaşma yapmıştı. Mülkün satış fiyatı ise aldığından oldukça yüksek bir rakam olan 8.995 Milyon $ olarak belirlenmiş.

Atlantik okyanusu manzarası da olan malikhanenin fotoğrafları :









Fenerbahçe Ülker Sports Arena Yeni Video

Ulker Sports Arena from ulker sports arena on Vimeo.

Savunmayı bilmeyen Efes'te oynayamaz

“Avrupa’nın çok önemli yıldızları bize gelmek istedi ama biz savunma dezavantajları yüzünden geri çevirdik. 'Önce takım, sonra ben' diyen ve kesinlikle savunma yapmayı çok iyi bilen oyuncular aldık.”


BASKETBOLDA ‘ekol’ olmuş kulüplerin başında gelen Efes Pilsen, bu sezona devrimler yaparak girdi. Önce ismini değiştirip Anadolu Efes yaptı. Ardından, Türkiye’nin en deneyimli ve başarılı antrenörlerinden Çetin Yılmaz’ı ‘teknik koordinatör’ unvanıyla takımın başına getirdi. Yılmaz’ın gelişiyle birlikte transfer harekatına başlayan lacivert beyazlı kulüp, hepsi birbirinden ünlü ve değerli 11 oyuncuyu renklerine bağladı. Birbiri ardına yapılan bu operasyonlarla basketbol camiasının ilgi odağı haline gelen yeni Anadolu Efes’i Çetin Yılmaz’a sorduk...

Bu sezon büyük kulüplerin hepsi çok iddialı transferler yaptı ama herkes Anadolu Efes’in 11 oyuncu birden almasını konuşuyor. Neden bu kadar çok transfer yapma gereği duydunuz?
11 transfer yapmamız keyfiyetten değil, mecburiyetten kaynaklandı. Bildiğiniz üzere Efes Kulübü’nün kapanması söz konusuydu. Bu nedenle de yönetim haklı olarak oyuncularla kısa vadeli kontratlar yapmıştı. Sözleşmesi bitenler takımdan ayrılınca, oyuncusu olmayan bir kulübe döndük. Bu kadar fazla transfer yapmamızın sebebi budur.

Her antrenmanda 1,5 kilo kaybederim

Transfer yaparken hangi kıstaslara dikkat ettiniz?
Yaş itibariyle genç ve takım oyununa uyumlu basketbolcuları tercih ettik. “Önce takım, sonra ben” diyen ve kesinlikle savunma yapmayı çok iyi bilen oyuncular aldık. Avrupa’nın çok önemli yıldızları bu takıma gelmek istedi ama biz savunma dezavantajları yüzünden geri çevirdik. Şu an öyle bir takım kurduk ki, en az 3-4 sene bu işi götürür. Yani, önümüzdeki yıllarda bu kadar transfer yapılmasına gerek kalmayacak.

Özel hayatınızda son derece sakin ve uyumlu birisiniz. Meslek hayatınızda da böyle misiniz?
Eğer koçluk yapıyorsam, her antrenmanda 1.5 kilo falan kaybederim. İdman bitiminde tişörtümü elimle sıktığımda rahatlıkla su akar. Kan ter içinde kalırım, neredeyse oyuncular kadar koşarım. Özel hayatımda ise geniş, prensipleri çok fazla olmayan bir adamım. Sinemaya ya da tiyatroya gidilecekse giderim, gezilecekse gezerim.

Fenerbahçe de en az bizim kadar güçlü

Lig şampiyonluğu için hangi takımlarla yarışacağınızı umuyorsunuz?
Bizim kadromuz henüz çok yeni. Transferler arka arkaya gelince sansasyon yarattı, beklentiler arttı. Esasında Fenerbahçe, hem Türkiye hem de Euroleague için yeterli bir kadroya sahip. Ayrıca Galatasaray da iyi bir takım kurdu.

Koç Ufuk Sarıca’nın Anadolu Efes için deneyimsiz olduğunu savunanlar var...
Geçen sezon Ufuk Hoca’nın iyi bir koç olduğunu gözlemlemiştim. Ancak çalıştıkça onun aynı zamanda iyi bir antrenör yani eğitmen olduğunu gördüm. Ekip çalışmasına da yatkın. Yardımcıları Ekrem Memnun, Tomislav Mijatovic ve Mehmet Kabaran’la uyumlu çalışıyor.

Politik konuşmuyorum emeğe saygı gösteriyorum

Yorumculuk yaptığınız dönemde sizin için ‘çok politik konuşuyor’ diyenler vardı. Böyle düşünenlere nasıl bir cevap verirsiniz?
Benim maç yorumlarken çok eleştirmediğimi, sert çıkışlar yapmadığımı söylüyorlar. Doğru... Çünkü benim için emek çok önemli. Basketbolda şunu öğrendim; doğru bir tane değil. Sen doğru bildiğini yapsan da, o yanlış olabiliyor. Karşındaki senden daha doğrusunu yapabiliyor. O zaman insanların emeğine saygı duyuyor ve aklına gelen ilk kelimelerle saygısızca eleştiremiyorsun.

Basketbolcu değil antrenör olabildim çünkü boyum 1.69!

Hocam, beni mazur görün ama fiziğiniz basketbola hiç müsait değil... Boyunuz çok kısa! Buna rağmen nasıl basketbol oynadınız ve antrenör oldunuz?
Ankara’da ODTÜ’nün çok başarılı bir altyapısı vardı. 15-16 yaşlarında iken bütün arkadaşlarım orada oynadığı için basketbol oynamaya heveslendim. Seçmelere girdim ama kazanamadım. Çünkü minnacık bir çocuktum ve büyük bir yeteneğim de yoktu. Ama ben, seçilmemiş olmama rağmen ertesi gün antrenmana gittim. Koç geliyor, “Sen seçilmedin, git köşede otur” diyor, gidiyorum oturuyorum. Ertesi gün tekrar aynısı... İlk önce garipsediler her gün aynı saatte anrenmana gitmeme, ama zamanla alıştılar. Bütün takım arkadaşım oldu. Derken, takımın içine nüfuz ettim! Ve bir gün kar yağdı, 9 kişi geldi idmana. O gün sahaya girdim. Giriş o giriş. Ama daha sonra basketbolun benim için en yanlış spor olduğunu anladım. Boy 1.69, ayakkabıyla 1.70! Basketbolcu olamazdım. Sonra ODTÜ’deki ağabeylerimin tavsiyesiyle antrenörlük kurslarına gidip antrenör oldum.

Kulübün altyapısında da operasyon yaptık

Anadolu Efes’te bir yeniden yapılanma operasyonu başlattız. Bu yöndeki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Öncelikle kulüpteki ortamdan çok memnun olduğumu söyleyebilirim. Alt yapıda çok ciddi bir yapılanmaya girdik. Bu konuda hem Engin Özerhun’dan hem Menderes Gümüşdal’dan hem de Tamer Oyguç’tan büyük destek gördüm. Genellikle bu tip organizasyonlar değişime direnirler ama burada tam tersi oldu.

28 yaşında A takım çalıştırmaya başladım

Profesyonel koçluğa nasıl başladınız?
ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra, ODTÜ’nün o zaman Birinci Lig’de olan takımını çalıştırdım. Daha sonra 28 yaşında iken, dönemin en iyi takımlarından Çukurova’nın antrenörlüğünü üstlendim.

Adil DEMİRÇUBUK / Hürriyet

Efes'in 439. maçı


Anadolu Efes Basketbol Takımı, THY Avrupa Ligi'nde yarın İstanbul'da İsrail temsilcisi Maccabi Electra Tel Aviv ile yapacağı 2011-2012 sezonu dördüncü hafta maçıyla birlikte Avrupa kupalarında 439. karşılaşmasına çıkacak.

Lacivert-beyazlılar, 1979-1980 sezonundan itibaren mücadele ettiği Avrupa kupalarında, bugüne dek yaptıkları 438 maçın 262'sini kazanırken, 176'sında ise salondan yenilgiyle ayrıldı.

Efes Pilsen olan adını bu sezon öncesi Anadolu Efes olarak değiştiren kulüp, basketbolda Avrupa'nın kulüpler bazında 1 numaralı organizasyonu olan ve zaman içinde Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, Avrupa Kulüpler Şampiyonası, Avrupa Ligi, Suprolig ve son olarak da THY Avrupa Ligi diye adlandırılan ''Kupa 1''de çıktığı toplam 353 maçta 210 galibiyet, 143 yenilgi aldı.

Bu arada, 2001-2002 sezonundan itibaren katıldığı Avrupa Ligi'nde 191. maçına çıkacak lacivert-beyazlılar, bu organizasyonda oynadığı 190 karşılaşmada 105 kez kazandı, 85 kez mağlup oldu.

Avrupa kupalarındaki başarıları
Anadolu Efes, 32 yıllık Avrupa kupaları serüveninde müzesine 1 Avrupa kupası götürürken, 1 kez final oynadı, 2 kez de dörtlü finalde yer alıp, üçüncü oldu.

Lacivert-beyazlılar, 1995-1996 sezonunda Avrupa Radivoj Koraç Kupası'nda şampiyonluğa ulaştı. Takım sporlarında Avrupa'da kupa kazanan ilk Türk ekibi unvanını alan Anadolu Efes, finalin ilk maçında İstanbul'da 76-68 yendiği İtalya'nın Stefanel Milano takımına rövanşta 77-70 yenilmesine rağmen, sayı averajıyla kupayı müzesine götürmeyi başardı.

Anadolu Efes, 1992-1993 sezonunda Avrupa Kulüpler Kupası'nda finale yükselirken, İtalya'nın Torino kentindeki final maçında Yunanistan temsilcisi Aris'e 50-48 yenilerek, çok yaklaştığı kupayı kazanamadı.
Lacivert-beyazlılar ayrıca, 1999-2000 sezonunda Avrupa Ligi'nde dörtlü finale kaldı. Yunanistan'ın Selanik kentindeki dörtlü finalin ilk günü ev sahibi ülke temsilcisi Panathinaikos'a 81-71 kaybeden AnadoluEfes, üçüncülük maçında İspanya'nın Barcelona takımını 75-69 yenerek, üçüncü oldu.

Anadolu Efes, 2000-2001 sezonunda da bu kez Suprolig'de dörtlü final oynadı. Fransa'nın başkenti Paris'teki organizasyonda ilk gün yine Yunanistan'ın Panathinakos takımına 74-66 yenilen lacivert-beyazlılar daha sonra Rusya'nın CSKA Moskova takımını 91-85 yenerek, bir kez daha üçüncülüğü elde etti.

Hakan Demir : Galibiyetle başlamak çok önemliydi

EuroChallenge Kupası (G) Grubu ilk maçında, diğer Türk temsilcisi Türk Telekom’u deplasmanda 82-74 mağlup eden Pınar Karşıyaka’nın başantrenörü Hakan Demir, ”Kupaya başladığımız şekilde devam etmek istiyoruz” dedi.

Demir, kupada grup maçlarına çok önemli bir galibiyetle başladıklarını belirterek, ”Deplasmanda aldığımız galibiyet çok önemli. Bundan sonra da aynı performansı gösterip, kupaya başladığımız şekilde devam etmek istiyoruz” dedi.

Beko Basketbol Ligi’nde ilk 4 maçta 1 galibiyet ve 3 yenilgi alan Pınar Karşıyaka, bu sezon Spor Toto Türkiye Kupası ve ligde mağlup olduğu Türk Telekom’u Ankara’da yenmeyi başardı.

Rakibine ribauntlarda 36-30 üstünlük kuran Pınar Karşıyaka serbest atışlarda ve 3 sayılık atışlardaki düşük yüzdesine rağmen Stanojevic’in 25 sayı ve 12 ribauntluk performansının da yardımıyla rakibini mağlup etti. Yeşil kırmızılı ekipte İlkan Karaman 15 sayı, 8 ribaund, Chatman da 14 sayı, 5 asistle takımlarının galibiyetinde önemli katkı sağladı.

8 Kasım 2011

Türk Telekom 74 - Pınar Karşıyaka 82


FIBA Eurochallenge’da C Grubu’nda yer alan Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka gruptaki ilk maçta birbirleri ile karşılaşırken mücadeleden Pınar Karşıyaka 74-82 galip ayrıldı.



Ülkemizi FIBA Eurochallenge’de temsil eden ve aynı grupta yer alan 2 takımımız Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka bu akşam Ankara’da ilk maçta karşı karşıya geldi. Mücadeleden Pınar Karşıyaka 74-82 galip ayrıldı. Jovo Stanojevic 25 sayı, 12 ribaund ve 2 asist ile galibiyetteki en etkili isim oldu.

Maça Kaspars Kambala ile pota altını iyi kullanarak başlayan Türk Telekom, ilk 5 dakikayı 13-8 önde geçti. Birkan Batuk-İlkan Karaman ikilisine hücumda Mire Chatman ve Jovo Stanojevic de eklenince 8-0’lık bir seri yakalayan Pınar Karşıyaka skorda dengeyi kurarken ilk periyot 22-22 eşitlikle noktalandı. İkinci periyoda karşılıklı basketlerle başlanırken Alper Saruhan’ın sayılarıyla ile Pınar Karşıyaka 14. dakikanın içinde maçta ilk kez öne geçti (29-30). Ali Karadeniz ile skordaki dengeyi koruyan Türk Telekom, İlkan Karaman’ı durdurmakta zorlansa da Darius Washington ve Bekir Yarangüme’nin basketleri ile ilk yarıyı 43-38 önde kapattı.

Üçüncü periyoda Ali Karadeniz ve Mehmet Okur ile etkili başlayarak farkı 10 sayıya çıkartan Türk Telekom 12. dakikada skoru da 49-39’a taşıdı. Üç sayı çizgisinin gerisinden Brandon De Bodwry, Ayhan Kenetli ve Mire Chatman ile 11-1’lik seri yakalayan konuk takım 24. dakikada skora dengeyi getirdi (50-50). Dış atışlarda Goran Ikonic ile pota altından da Jovo Stanojevic ile etkili olan Pınar Karşıyaka, bu kez de 15-4’lük seri ile 11 sayılık üstünlüğü yakalarken son periyoda da 58-67 önde girdi. Final periyoduna iki takım da tutuk başladı. Nedim Yücel ile suskunluğunu bozan ev sahibi takım, Jovo Stanojevic ve Goran Ikonic’in sayılarına da Darius Washington ve Muratcan Güler ile cevap verdi. Maçın son 4 dakikasına 69-74 önde girdiği maçtan Pınar Karşıyaka, Jovo Stanojevic’in etkili oyunu ile üstünlüğünü korudu ve maçtan 74-82 galip ayrıldı.

TÜRK TELEKOM (74)
: Muratcan Güler 4 (3 ribaund-1 asist), Nedim Yücel 5 (4 ribaund), Ali Karadeniz 17 (9 ribaund-1 asist), Darius Washington 21 (3 ribanud-3 asist), Bekir Yarangüme 5 (1 asist), Mehmet Okur 12 (1 ribaund), Ceyhun Altay (1 asist), Simas Jasaitis (2 ribaund), Kaspars Kambala 10 (5 ribaund)

PINAR KARŞIYAKA (82): Goran Ikonic 9 (2 ribaund-1 asist), Birkan Batuk 4 (1 ribaund-1 asist), Jovo Stanojevic 25 (12 ribaund-2 asist), Ayhan Kenetli 5 (2 ribaund), Emre Bayav (2 ribaund-1 asist), Ahmet Ali Erdoğan 2 (1 ribaund), Alper Saruhan 2, İlkan Karaman 15 (8 ribaund-1 asist), Mire Chatman 14 (2 ribaund-5 asist), Brandon De Bodwry 6 (3 ribaund)

1.PERİYOT: 22-22
2.PERİYOT: 21-16
3.PERİYOT: 15-29
4.PERİYOT: 16-15

Caja Laboral, Pau Ribas’ın Sözleşmesini Uzattı


Turkish Airlines Euroleague’de temsilcimiz Fenerbahçe Ülker ile birlikte A Grubu’nda yer alan Caja Laboral, Pau Ribas’ın sözleşmesini uzattı.



Turkish Airlines Euroleague’de temsilcimiz Fenerbahçe Ülker ile birlikte A Grubu’nda yer alan Caja Laboral, Pau Ribas’ın sözleşmesini uzattı.

2014-2015 sezonunun sonuna kadar İspanyol ekibinin kadrosunda kalacak olan Ribas, bu sezon Turkish Airlines Euroleague’de oynadığı 3 karşılaşmada 16 dakika süre almış ve 5.3 sayı- 3.0 ribaund- 1.0 asist ortalamaları yakalamıştı.

24 yaşında ve 1.90 boyundaki Ribas, 2009-2010 sezonunda Caja Laboral’e gelmişti. Genç oyuncu daha önce DKV Joventut Badalona takımının kadrosunda yer almıştı.

Beşiktaş Milangaz, ZZ Leiden Deplasmanında

FIBA Eurochallenge’da B Grubu’nda yer alan temsilcimiz Beşiktaş Milangaz, 9 Kasım Çarşamba günü Hollanda deplasmanında ZZ Leiden ile karşılaşacak. Mücadele, TSİ 21:00’da başlayacak.



FIBA Eurochallenge’da B Grubu’nda yer alan temsilcimiz Beşiktaş Milangaz, 9 Kasım Çarşamba günü Hollanda deplasmanında ZZ Leiden ile karşılaşacak. Mücadele, TSİ 21:00’da başlayacak.

Ülkemizi Avrupa kupalarında FIBA Eurochallenge’da temsil eden Beşiktaş Milangaz, B Grubu'nda Gürcistan'ın Armia, Almanya'nın BG Göttingen ve Hollanda'nın ZZ Leiden takımlarıyla mücadele edecek.

Temsilcimiz, kupadaki ilk maçını 9 Kasım'da ZZ Leiden ile deplasmanda yapacak. Hollanda’daki mücadele TSİ 20:00’da başlayacak.

Beşiktaş Milangaz’ın maç programı şu şekilde:
9 Kasım Çarşamba
TSİ 21:00 ZZ Leiden - Beşiktaş Milangaz
15 Kasım Salı
20: 30 Beşiktaş Milangaz - Armia
22 Kasım Salı
20:30 Beşiktaş Milangaz - BG Göttingen
29 Kasım Salı
20:30 Beşiktaş Milangaz - ZZ Leiden
6 Aralık Salı
TSİ 18:00 Armia - Beşiktaş Milangaz
13 Aralık Salı
TSİ 20:30 BG Göttingen - Beşiktaş Milangaz

Türk Telekom İle Pınar Karşıyaka, FIBA Eurochallange’da Karşılaşıyor


Ülkemizi FIBA Eurochallange’da temsil eden Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka, 8 Kasım Salı günü saat 19:30’da Ankara Spor Salonu’nda karşı karşıya gelecek.



Ülkemizi FIBA Eurochallange’da temsil eden Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka, 8 Kasım Salı günü saat 19:30’da Ankara Spor Salonu’nda karşı karşıya gelecek.

FIBA Eurochallange’da mücadele eden temsilcilerimizden Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka'nın G Grubu’ndaki rakipleri arasında Beyaz Rusya’dan BC Minsk-2006 ve Alman ekibi Telekom Baskets Bonn da bulunuyor.

Ankara Spor Salonu’nda Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka arasında oynanacak mücadele saat 19:30’da başlayacak ve TRT Spor ekranlarından da naklen yayınlanacak.

Diğer yandan Türk Telekom ile Pınar Karşıyaka karşılaşmasının geliri, Van'a yardım için gönderilecek.

Fenerbahçe, Fransa’da Galibiyet Arayacak

Ülkemizi FIBA Kadınlar Euroleague’de temsil eden Fenerbahçe, grubundaki 4. maçında yarın Fransa temsilcisi Tarbes ile TSİ 21:00’da deplasmanda karşılaşacak.



FIBA Kadınlar Euroleague’de mücadele eden temsilcimiz Fenerbahçe, B Grubu’ndaki dördüncü maçında 9 Kasım Çarşamba günü Fransa temsilcisi Tarbes ile deplasmanda karşı karşıya gelecek. Mücadele TSİ 21:00’da başlayacak.

FIBA Kadınlar Euroleague’e iyi bir başlangıç yapan ve oynadığı 3 maçı da kazanan Sarı Lacivertli ekip, puan cetvelinde yenilgisiz olarak maç eksiği ile ikinci sırada yer alıyor. Grubundaki ilk maçında İstanbul’da konuk ettiği Polonya temsilcisi CCC Polkowice’yi 86-66 mağlup eden Fenerbahçe, ikinci maçında İtalya deplasmanında Beretta Famila’yı 70-65’lik skorla geçmişti. UE Sapron’u İstanbul’da konuk eden temsilcimiz rakibini 91-60 gibi farklı bir skorla yenerek üçüncü galibiyetine uzanırken yenilmezlik unvanını da korumayı başarmıştı.

Geride kalan 3 maç sonunda temsilcimizde en skorer oyuncu 18.3 sayılık bir ortalamaya ulaşan Penny Taylor olurken, Angel McCoughtry 16.7 ve Nevriye Yılmaz da 11.3 sayılık ortalamalarla mücadele ediyorlar. Fenerbahçe’de pota altının en etkili oyuncusu 6.3 ribaundluk ortalaması ile Angel McCoughtry olurken, maç başına kaydettiği 3.5 asistlik ortalaması ile Birsel Vardarlı sayı yollarının en etkili ismi olarak göze çarpıyor.

Sarı Lacivetliler geride 3 maç sonunda rakiplerini ortalama 82.3 sayı üreterek mağlup etmeyi başarırken, iki sayılık atışlarda %42.7, üç sayılık atışlarda %36.1 ve serbest atışlarda da %55.5’lik bir isabet oranına ulaştı. Sarı Lacivertli ekip maç başına 7 hücum ve 27.7 savunma olmak üzere 34.7 ribaundluk bir ortalamaya ulaşırken, 17 de asist yaptı. Maç başına 17.3 kez top kaybı yapan Fenerbahçe, 8.7 top çalma ortalaması ile mücadele etti.

Galatasaray Medical Park Slovenya Deplasmanında


Turkish Airlines Euroleague’de mücadele eden temsilcimiz Galatasaray Medical Park, D Grubu’ndaki 4. maçını 9 Kasım Çarşamba günü TSİ 20:00’da Union Olimpija ile oynayacak.



Ülkemizi Turkish Airlines Euroleague’de temsil eden üç takımımızdan biri olan Galatasaray Medical Park, yarın akşam D Grubu’ndaki dördüncü maçında Slovenya deplasmanında Union Olimpija
ile karşı karşıya gelecek. Bu önemli mücadele TSİ 20:00’da başlayacak ve NTV Spor ekranlarından canlı olarak yayınlanacak.

İlk kez mücadele ettiği Turkish Airlines’a deplasmanda aldığı 76-72’lik Asseco Prokom galibiyeti ile başlayan Sarı Kırmızılı ekip, daha sonra evinde konuk ettiği Unics Kazan’a son periyottaki basit hataları nedeniyle 68-64 mağlup olmuştu. Üçüncü maçını Montepaschi Siena ile deplasmanda oynayan temsilcimiz bu maçı da 103-77’lik skorla kaybetmişti. Bu 3 maç sonunda 1 galibiyet ve 2 yenilgi ile grubunda üçüncü sırada bulunan Gatasaray Medical Park, bu kez de Slovenya deplasmanında kedisi ile aynı puanda olan Union Olimpija karşısında galibiyet arayacak.

Geride kalan 3 maç sonunda temsilcimizde Luksa Andric maç başına kaydettiği 12.3 sayılık ortalaması ile takımın en skorer oyuncusu olurken, Andric’i 11.7 sayılık ortalamaları ile Jaka Lakovic izliyor. Takımın pota altındaki en etkili oyuncusu üç maç sonunda 5.7 ribaundluk bir ortalamaya ulaşan Joshua Shipp olurken, 3.7 asistlik ortalaması ile Jaka Lakovic ilk sırada yer aldı.

Galatasaray Medical Park, oynadığı üç maç sonunda rakip potalara maç başına ortalama 72.3 sayı bırakırken iki sayılık atışlarda %53.6, üç sayılık atışlarda %33.93 ve serbest atışlarda da %69’luk bir isabet oranına ulaştı. Sarı Kırmızılı ekip maç başına 8.7 hücum ve 22 savunma olmak üzere 30.7 ribaundluk bir ortalamaya ulaşırken, 14.7 de asist yaptı. Maç başına 15.7 kez top kaybı yapan Galatasaray Medical Park, 4 kez de top çalmayı başardı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Labels

Fenerbahçe Ülker (74) Köşeyazıları (70) nba (66) Fenerbahçe (62) Euroleague (55) TBL (50) Emir Preldzic (23) Anadolu Efes (20) Transfer (19) Bojan Bogdanovic (17) ACB (15) Avrupa (15) EuroBasket2011 (14) James Gist (14) Türkiye (14) Ömer Onan (14) Oğuz Savaş (12) Pınar Karşıyaka (12) Roko Ukic (12) lokavt (12) Diğer (10) Barcelona (9) Beşiktaş (9) CSKA Moskova (9) Türk Telekom (9) Bo McCalebb (8) Caja Laboral (8) Curtis Jerrells (8) Maccabi Tel Aviv (8) Olympiacos (8) Real Madrid (8) Andrei Kirilenko (7) Beşiktaş Milangaz (7) Eurochallenge (7) Gasper Vidmar (7) Hidayet Türkoğlu (7) LA Lakers (7) Mike Batiste (7) Montepaschi Siena (7) Panathinaikos (7) Euro 2011 (6) Fransa (6) Galatasaray Medical Park (6) Mirsad Türkcan (6) Neven Spahija (6) Romain Sato (6) Unicaja Malaga (6) Union Olimpija (6) Bennet Cantu (5) Can Maxim Mutaf (5) David Andersen (5) Engin Atsür (5) Ersan İlyasova (5) Gianluca Basile (5) Kaya Peker (5) Luka Zoric (5) Marcelinho Huertas (5) Mersin BŞB (5) New York Knicks (5) Shaquille O'neal (5) Sırbistan (5) TNT (5) Almanya (4) Antalya Büyükşehir Belediye (4) Bilbao Basket (4) Derron Williams (4) Dwight Howard (4) Jordan Farmar (4) Kevin Durant (4) Litvanya (4) Mehmet Okur (4) New Jersey Nets (4) Oklahoma City Thunder (4) Olin Edirne (4) Shaq (4) Shaqtin' A Fool (4) TOFAŞ (4) Thabo Sefolosha (4) Valencia (4) Vassilis Spanoulis (4) Yunanistan (4) Zalgiris Kaunas (4) İlkan Karaman (4) İspanya (4) A Milli Basketbol Takımı (3) A1 (3) Aliağa Petkim (3) Bandırma Banvit (3) Barış Ermiş (3) Belgacom Spirou (3) CBA (3) CP3 (3) D'or Fischer (3) Erdemir (3) Furkan Aldemir (3) Jeremy Pargo (3) KK Zagreb (3) Kobe Bryant (3) Maccabi Haifa (3) Marc Gasol (3) Miami Heat (3) Milos Teodosic (3) Minnesota Timberwolves (3) Mirza Teletovic (3) Nemenja Bjelica (3) New Orleans Hornets (3) Orhun Ene (3) Orlando Magic (3) Portland Trail Blazers (3) San Antonio Spurs (3) Serie A (3) Spor Toto World Cup 10 (3) TB2L (3) Tiago Splitter (3) Unics Kazan (3) Vlado Ilievski (3) 2013/14 (2) Alexey Shved (2) Allstar (2) Andrew Bynum (2) Antbirlik Antalya (2) BC Khimki (2) Berkay Candan (2) Birkan Batuk (2) Bornova Belediye (2) Brose Baskets (2) Chicago Bulls (2) Chris Paul (2) Dallas Mavericks (2) Damir Mulaomerovic (2) Dimitrios Diamantidis (2) Dirk Nowitzki (2) EA Milano (2) Elias Zouros (2) Emir Predzic (2) Enes Kanter (2) Erman Kunter (2) Etha Engomi (2) EuroBasket2013 (2) FIBA (2) Galatasaray (2) Georgios Printezis (2) Gerald Fitch Joel Freeland (2) Hacettepe Üniversitesi (2) Hakan Demir (2) Hakan Demirel (2) Henry Domercant (2) Houston Rockets (2) Hırvatistan (2) Ioannis Bourousis (2) Jaycee Carrol (2) Jovo Stanojevic (2) Kenan Sipahi (2) Kyle Hines (2) Lietuvos Rytas (2) Linas Kleiza (2) Manu Ginobili (2) Marcelus Kemp (2) Marcus Slaughter (2) Mire Chatman (2) Mustafa Abi (2) Nenad Krstic (2) Nicolas Batum (2) Omri Casspi (2) Partizan (2) Pau Gasol (2) Phoenix Suns (2) Rudy Fernandez (2) Rusya (2) SLUC Nancy (2) Sacremento Kings (2) Salary Cap (2) Sean May (2) Semih Erden (2) Serge Ibaka (2) Sinan Güler (2) Slovenya (2) Sofocles Schortsianitis (2) Soft Cap (2) Sonny Weems (2) TED Ankara Kolejliler (2) Terrence Kinsey (2) Theodoros Papaloukas (2) Trabzonspor (2) Tracy McGrady (2) Ufuk Sarıca (2) Utah Jazz (2) Web Sitesi (2) Zeljko Obradovic (2) Zoran Erceg (2) agent (2) arenas (2) efes (2) gilbert (2) kevin (2) pilsen (2) trade (2) ukrayna (2) washington (2) wizards (2) zero (2) Ömer Aşık (2) İsrail Ligi (2) 1988 Olimpiyat Oyunları (1) 2002 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası (1) 2011 NBA Draft (1) 2012/13 (1) AC Green (1) AJ Milano (1) Aaron Jackson (1) Adecco Kupası (1) Adriyatik Ligi (1) Agent 0 (1) Al Collins (1) Aleks Maric (1) Aleksei Vzdyhalkin (1) Alex Raskovic (1) Ali Karadeniz (1) Altın Madalya (1) Andre Smith (1) Angelico Biella (1) Anthony Tucker (1) Antonis Fotsis (1) Antwain Barbour (1) Aris (1) Arjantin (1) Arturo Ortega (1) Arvydas Sabonis (1) Asseco Prokom (1) Audi (1) Avellino (1) Aydın Örs (1) BC Nizhny Novgorod (1) Bandırma Kırmızı (1) Banvit (1) Baron Davis (1) Barış Özcan (1) Basketball Fight (1) Basketbol (1) Baskonia (1) Bekir Yarangüme (1) Ben Gordon (1) Benetton Treviso (1) Big Sofo (1) Birsel Vardarlı (1) Blake Griffin (1) Boniface Ndong (1) Bosna Hersek (1) Bostjan Nachbar (1) Boston Celtics (1) Bradley Buckman (1) Brandon Bowdry (1) Brandon Jennings (1) Brandon Knight (1) Brian Boddicker (1) Brian Scalabrine (1) Brooklyn Nets (1) Bruesa (1) Byron Scott (1) CB Valladolid (1) CJ Miles (1) CS Bologna (1) Caleb Green (1) Call of Duty (1) Can Altıntığ (1) Caner Ercan (1) Carlos Arroyo (1) Carlos Delfino (1) Carmelo Anthony (1) Celebrate Basketball (1) Charles Smith (1) Cherkasy Monkeys (1) Cheshire Jets (1) Chris Dogles-Roberts (1) Chris Wright (1) Chuck Eidson (1) Cibona Zagreb (1) Collective Bargaining Agreement (1) Corey Maggete (1) Damir Mrsic (1) Danilo Gallinari (1) Darius Lavrinovic (1) Darius Washington (1) Darko Milicic (1) Denver Nuggets (1) Derrick Rose (1) Derrick Williams (1) Doğuş Balbay (1) Drazen Delipagic (1) Dripling (1) Dusko Savanovic (1) Dwyane Wade (1) Edwin (1) Efes Pilsen (1) Efthymios Rentzias (1) Ender Arslan (1) Erazem Lorbek (1) Erbil Eroğlu (1) Ergin Ataman (1) Erhan Yetim (1) Esteban Batista (1) FIBA Kadınlar Euroleague (1) Fanatik Basket (1) Film Tavsiye (1) Florentino Perez (1) Forest Whitaker (1) Forma Numaraları (1) Fuenlabrada (1) Gilbert Arenas (1) Goran Dragic (1) Grant Hill (1) Göksenin Köksal (1) Görkem Sönmez (1) Hapoel Migdal Jerusalem (1) Hazırlık Maçı (1) Hurricane Season (1) Hürriyet (1) Igor Rakocevic (1) Jacob Pullen (1) James Worthy (1) Jan Vesely (1) Jason Richardson (1) Jason Thompson (1) Joakhim Noah (1) Joey Dorsey (1) Jonas Valanciunas (1) Jonas Valenciunas (1) Josip Sesar (1) Kaan Üner (1) Kalin Lucas (1) Karadağ (1) Kareem Abdul Jabbar (1) Kaspars Kambala (1) Kasırga Sezonu (1) Kenneth Faried (1) Kepez Belediye (1) Kevin Seraphin (1) Kinder Bologno (1) Kirk Penney (1) Kostas Sloukas (1) Ksistof Lavrinovic (1) Kyrie Irving (1) Köşe (1) La Palma (1) Lamar Odom (1) Lamont Barnes (1) Larry Ayuso (1) Lazaros Papadopoulos (1) Lebron James (1) Leon Radosevic (1) Lisanslar (1) Louis Amundson (1) Lucas Gordon (1) Lucentum Alicante (1) Luol Deng (1) Lynn Greer (1) Magic Johnson (1) Makedonya (1) Malik Hairston (1) Mantas (1) Mapooro Cantu (1) Marcin Gortat (1) Marco Belinelli (1) Marcus Brown (1) Marcus Camby (1) Marijonas (1) Marijonas Petravicius (1) Mario Kasun (1) Marko Banic (1) Marko Keselj (1) Marko Popovic (1) Marko Tomas (1) Marreese Speights (1) Martynas Andriuskevicius (1) Martynas Gecevicius (1) Matt Howard (1) Matt Nielsen (1) Mehmet Arslan (1) Memphis Grizzlies (1) Mia (1) Michael Ignerski (1) Mike Miller (1) Milan Macvan (1) Milwaukee Bucks (1) Mirza Begic (1) Modern Warfare 3 (1) Multimedya (1) NBA 2K12 (1) NBA 2K13 (1) NBA2K14 (1) NCAA (1) Nate Robinson (1) Nathan Jawai (1) Nevriye Yılmaz (1) Nick Calathes (1) Nihat İziç (1) Nikola Pekovic (1) Ntv (1) Ntvspor (1) Oktay Mahmudi (1) Oktay Mahmuti (1) Omar Cook (1) Oyak Renault (1) PAOK (1) Pablo Prigioni (1) Pat Riley (1) Patrick Beverly (1) Patrick Mills (1) Pau Ribas (1) Paul Davis (1) Penny Taylor (1) Pepsi Caserta (1) Pero Antic (1) Pertev Öngüner (1) Phil Jackson (1) Philedelphia 76ers (1) Playoff (1) Polonya (1) Pops Mensah-Bonsu (1) Porto Riko (1) Radford Highlanders (1) Rajan Rondo (1) Ratko Varda (1) Ray Wesson (1) Reha Öz (1) Resmi şarkı (1) Ricky Rubio (1) Rimantas Kaukenas (1) Robert Javtokas (1) Roger Grimau (1) Ron Artest (1) Ronny Turiaf (1) Rucker Park (1) Russell Westbrook (1) STB Le Havre (1) Saras (1) Sasha Vujacic (1) Schaffartzik (1) Selçuk Üniversitesi (1) Serbest atış (1) Sergei Ibaka (1) Sergio Llull (1) Shane Battier (1) Shaqpedia (1) Shaun Stonerook (1) Simone Pianigiani (1) Stan Van Gundy (1) Stanco Barac (1) Streetball (1) TKBL (1) TOP 10 (1) Tarbes (1) Tau Ceramica (1) Taysaun Prince (1) Tenerife (1) Tidor Pleiss (1) Tony Parker (1) Toplu İş Sözleşmesi (1) Tornike Shengelia (1) Trailer (1) Ty Lawson (1) Tyler Smith (1) Tyus Edney (1) U19 (1) USSR (1) Ulker Sports Arena (1) Uruguay (1) Usain Bolt (1) VTB (1) Valentin Pastal (1) Vanoli Cremona (1) Vergi oranları (1) Victor Claver (1) Video (1) Virtus Bologna (1) Vlademir Stimac (1) Vladimir Romanov (1) Vladimir Veremeenko (1) Vladimiros Jankovic (1) Von Wafer (1) Washington Wizards (1) Will Solomon (1) Xavier Henry (1) YİĞİTER ULUĞ (1) ZZ Leiden (1) asist (1) ban (1) basketball (1) bobcats (1) bostjan (1) budivelnyk (1) bulls (1) ceza (1) charles (1) charlotte (1) chicago (1) childress (1) crittenton (1) dallas (1) david (1) dudley (1) dwight (1) el-amin (1) espn (1) gerald (1) hinrich (1) howard (1) howarrd (1) jameer (1) javaris (1) josh (1) khalid (1) kings (1) kirk (1) magic (1) martin (1) match (1) mavericks (1) mavs (1) mohammed (1) nachbar (1) nakavt (1) nazr (1) nelson (1) noah (1) olympiakos (1) orlando (1) over (1) pana (1) pick and roll (1) preston (1) ramunas (1) sacremento (1) seraphin (1) shumpert (1) silah (1) siskauskas (1) smith (1) stern (1) suspencion (1) telekom (1) time (1) turk (1) uzatma (1) wallace (1) Çetin Yılmaz (1) Ülker Sports Arena (1) İngiltere (1) İsrail (1) İtalya (1) İzmir (1) İçerik (1)