Aydın Örs'ün şubenin başında olması ve koç olarak da Neven Spahija'nın yola devam edecek olması şüphesiz Fenerbahçe'nin Euroleague'in sistem takımlarından birisi olma yönünde önemli bir oluşum içinde olduğunun göstergesidir. Aydın Hoca koçluk kariyeri boyunca da sistem kuran, kendi yıldızını yaratan bir koç olmuş ve sansasyonel oyuncu transferi politikasını hiç benimsememiştir. Spahija da benzer özelliklerde bir koç. Fenerbahçe'nin bu sene en büyük transferi oyuncu isminden ziyade takım kimyasını korumak.
Spahija'nın oyun sistemine gelince koç sete sette baskılı savunmayı seven pas kanallarına ve oyun kuruculara baskı yaparak top daha kısaların elinden çıkmadan üstünlüğünü kabul ettiren bir oyun anlayışını takıma benimsetmişti. Bu sistemin sıkıntılarını ise hızlı hücumda rakibe yeterince baskı yapamamak ve kolay sayı yemek olarak bir de hareketli uzunlar top aldığı zaman savunma dengesinin allak bullak olması olarak sene içerisinde göze çarpmıştı. Burada kariyerleri ne kadar muhteşem olsa da iki Litvanyalı'nın getirdiği dezavantajlar daha doğrusu bu sistem içinde aldıkları rolün oyuncuları olmamalarının etkisi büyüktü.
Saras kariyeri boyunca iyi bir savunmacı hiçbir zaman olmamış hatta hücumdaki yaratıcılığı için savunmada hep kaytarmış bir oyuncudur. İlerleyen yaşı da eklenince yavaşlayan dizleri savunmada baskı konusunda olumsuz sonuçlara yol açmıştır. Aynı zamanda Darius Lavrinovic sezon içinde Vidmar'ın talihsiz sakatlanması ile takımın birden bire arka toplayıcı, savunmada pis işleri yapıcı adam rolüne bürünmek zorunda kalmıştı ki yavaş ayakları ona bu rolde epey sıkıntı çıkarttı.
Bu sene en büyük değişim bu saydığım konularda eksik kalan iki Litvanyalının yerine atletik özellikleri ön planda olan iki Amerikalının alınması oldu.
Curtis Jerrells Roko Ukic'i yedekleyecek atletik yönü gelişmiş şut tehtidi olan hızlı hücumu seven ve baskılı savunma yapabilecek bir PG. Jerrells'in dezavantajı ise savruk oynaması ve topu elinde fazla tutması olarak gösterilebilir. Ben onun yerine Omar Cook tarzı hem savunması iyi hem de hücumda pas dağıtımını yapabilecek bir ismi tercih ederdim ancak böyle bir ismin 2. guardlığı kabul etmesi hem çok zor hem de bu özelliklerde oyuncu pek nadir bulunan bir durum. O nedenle Jerrels transferini İYİ olarak nitelendirebilirim.
James Gist konusu ise halen daha karışık. Gist transferine en çok sevinenlerden biriydim ta ki mağlum yasaklı madde olayı ortaya çıkana kadar. Bu konuda yetki Sırp Federasyonunda ve halen daha bir karar açıklanmadı. Tabi açıklanacak karar doping testinin yapıldığı tarihten itibaren geçerli olacağı için Gist şu anda teknik olarak cezasını çekmekte. Aydın Hoca'nın son açıklamaları da Gist'in kısa süreli bir ceza alması durumunda (-ki beklenen 3 ay civarı) kendisinden vazgeçilmeyip takımda kalacağı yönünde. Ancak bu duruma karşılık bir B planının da olduğunu tahmin ediyorum. Şu anda basına yansıyan isimler gerçekçi değil. Gist'in özelliklerine gelince müthiş atlet, blok tehtidi olan hızlı ayaklara sahip aynı zamanda orta mesafe şutu ve 3lük şutu da olan bir PF. Savunmada pis işleri yapmak; rebound toplamak, adam box outlamak, 3 saniye koridoruna duvar örmek, hücum faul yaptırmak, blok yapmak, sert faul yapmak bu adamın işi. Hele ki yanında Vidmar ile oynadığını düşündükçe of of Avrupa'da sayılı sert uzun ikililerinden birisi olur. Bu nedenle yaptıklarını tasvip etmesem de sistem açısından en önemli transfer oldu bizim için.
Bojan Bogdanovic tercihi enteresan oldu. Bu genç basketbolcunun oyununu daha ne kadar geliştirebileceği, savunmada neler verebileceği, takıma liderlik edip edemeyeceği hep merak konusu. Belli bir seviyenin üstünde ve yaşı da çok genç olan bir oyuncu. Takımın da skor yükünü çekecek bir oyuncuya güvenilir şutör ele ihtiyacı var. Zaten Navarrolar Siskauskaslar Avrupa'da kolay yetişmiyor ve kulüplerinden koparmak da bu bütçelerle imkansız. İşte Bojan'ın yarın bir gün bu seviyeye ulaşma ihtimali sadece ihtimal seviyesinde de olsa mümkün olduğu için faydalı bir transfer olarak görürüm. En önemli artısı Spahija gibi oyuncularıyla iyi iletişim kurabilen ve kendisiyle aynı dili konuşan bir koçun ona sahip çıkacak olması. En kötü ihtimalle Tomas seviyesine çıkar gibi geliyor zaten bana.
Son transferimiz ise Engin Atsür'ün halen daha iyileşmediği dönemde ve Doğuş Balbay'ın şaşırtıcı bir şekilde takımdan ayrılmak isteyip Anadolu Efes'e transfer olduğu bir dönemde PG'ları yedeklemek için
Hakan Demirel oldu. Bu alandaki ilk tercihimiz Barış Ermiş kulübünde kalmayı tercih ettiği için ve Erbil Eroğlu'nu tecrübe kazanması için kiralayacağımız için geriye kalan en mantıklı seçimi yaptık diyebiliriz. Kadroda bu tarz oyuncuların olmasını olumlu buluyorum.
Gündemde ise Aydın Örs tarafından yalanlansa da özellikle dış basın kaynaklı haberlerde Ersan İlyasova'nın ismi geçiyor. Ancak senelik ücretinin 3.5 milyon € civarı olması ve 3 yıllık kontrat istemesi takım içi dengeleri oldukça düşünen ekibimiz için bu transferi imkansız kılıyor. Anadolu Efes bu oyuncu için kesenin ağzını açacaktır diye tahmin ediyorum zaten hali hazırda Rus ekipleri ve Barça'nın da ilgilendiği söyleniyor.
Ben yine de kadroya yerli takviyesi yapılmasını istiyorum. Özellikle Furkan Aldemir'in Galatasaray'a transfer olması kötü oldu. En azından Mirsad'ın sakatlığı ve ilerleyen yaşı düşünüşdüğünde onun yerine monte edilebilecek bir isim olurdu. Belki de o bölge için Berkay Candan hazırlanıyordur şimdiden bilmek çok zor.
Sonuç olarak şimdiye kadar durum Fenerbahçe'nin bu sezon Euroleague'in en sert savunmacı takımlarından birisi olacağını gösteriyor. Tam bir sistem takımı doğru alan paylaşımı ve 3lüğe dayalı oyun, topa baskı uzunların sürekli yardımı bizim temel prensiplerimiz olacaktır. An itibariyle resmi kadro da şu şekilde;
* Roko Ukic / Curtis Jerrells / Engin Atsür / Hakan Demirel
* Ömer Onan / Marko Tomas
* Emir Predzic / Bojan Bogdanovic
* James Gist / Mirsad Türkcan / Berkay Candan
* Gasper Vidmar / Oğuz Savaş / Kaya Peker